4 Aralık 2010 Cumartesi
Kitabınızı Başkasının Adıyla Basar Mısınız?
Genç Kızlar
Bu kitabı okuyalı çok oluyor. Sanırım ortaokulu bitirdiğim seneydi. Elime nasıl geçtiğini bile bilmiyorum Ama iyi ki de okumuşum O zamanlar bilgisayar internet bu kadar yaygın değildi tabi. Çalıkuşu gibi masum içerikli romanlardan sonra çok daha farklı bir konusu vardı. Ancak beni asıl hayrate düşüren romanın konusundan çok nasıl bir kendi hikayeye sahip olması oldu
Kitap Nihal Yeğinobalı tarafından kaleme alınmış ancak o dönemde yayınevi onun yazar olmak için çok genç olduğunu söyleyip çevirmenliğe devam etmesini istiyor. O da bunlara kulak tıkayıp yazdığı romanı The Curtain Sweeps Down (Perde İniyor) şeklinde yabancı bir yazara aitmiş gibi tanıtıyor. Bir Fransız moda dergisinden kestiği bir aristokrat fotoğrafını da yazarın sureti olarak seçiyor.
Kitap birçok çeviri gibi Türkçe'de çekici olacak bir adla, Genç Kızlar adıyla yayımlanıyor, seviliyor, yeni baskılar yapıyor, çok satıyor. Yeğinobalı kırk yıl çeviri olarak koruyor romanını.
Bu romanın bazı bölümleri yayınevinin yönetmenlerince 'erotik' bulunmuş. Genç çevirmene nasıl çevirdiği sorulmuş, Yeğinobalı ise "çevirmedim, yazdım" diyememiş. O dönemler düşünülürse... 1950'de, yirmi yaşında bir Türkiyeli genç kızın, kadın cinselliğini konu eden bir roman yazması küçük sayılmayacak bir skandala yol açardı şeklinde yorumlanıyor.
Şimdilerde okuduğumuz şeylere bakıyorum da gerçekten zor zamanlarmış Kitabın ben de 6. Baskısı var. Çevirmen Nihal Yeginobalı olarak görünüyor 1969 yılında basılmış
Kitabın Ön Yüzü
Arka Yüzü
Kapak
Kendinizi romantizme kaptırmaya ne dersiniz? Ludlow Sahne Akademisi'nin çılgın genç kızlarıyla tanışmaya... Herkesi etkisi altında bırakan öğretmenleri Gabrile Samson'un cazibesiyle savrulmaya... Gençlik rüzgarlarında dalgalanmaya... Aşkın büyüsüyle sarıp sarmalanmaya... Kısaca bir kitabın sayfaları arasında mutluluğu, hüznü sıcaklıı bulmaya ne dersiniz? 1950 yılında Vincent Ewing imzasıyla çıkan Genç Kızlar bu kez Doğan Kitap'ta. Üstelik yazarının gerçek imzasıyla.
Ona boyun eğmek doğal bir şeydi Yalnızca bahar yıldızlarının aydınlattığı gece içinde onunla baş başa kalmak, genç kıza derin bir hoşnutluğun yanı sıra hâlâ anlamsız bir korku veriyordu. Kalbinin göğsünden fırlayacakmış gibi çarptığını ve avuçlarının terlediğini hissediyordu. Ondan tarafa bakmaya bile cesareti yoktu.
Eve kadar hiç seslerini çıkarmadan geldiler. Bahçe kapısının önünde Gabriel, "Sen dur biraz" dedi. Miss Bee durdu. Ona boyun eğmek, o ne derse onu yapmak doğal bir şeymiş gibi geliyordu. Gabriel birkaç dakika sonra ışıkları söndürmüş olarak, Miss Bee'nin kürk kabıyla döndü.
"Şunu sizin eve bırakalım da korulukta biraz gezelim" dedi. "Geceleyin ağaçların altı çok güzel oluyor." Miss Bee evine girip kürkünü asarken aynada yüzünü gördü. Rengi bembeyaz, gözleri kapkaraydı. Ani bir merakla eğildi, dudaklarının yansınımını inceledi. Dudakları da solgundu. "Bu gece beni öpecek mi acaba ?" diye düşündü. Gabriel Samson'un kendisini öpmesini düşününce içinin dayanılmayacak kadar tatlı bir heyecanla gıcıklandığını hissetti...
Kitaptan
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder