Siz hiç Japon fıkrası duydunuz mu? Japon arkadaşınız, akrabanız ya da Japonlarla alakalı bir tanıdığınız varsa bir sorun bakalım. Var mıymış? Benim bu kitapta gördüğüm kadarıyla aslında Japonlar'ın fıkra kültürü yok. En azından Erdal Güven'e göre öyle...
Erdal Güven'e genel yayın yönetmeni "Fıkra bul!" diye baskı yapınca o da kendisine Keiko karakterini bulmuş. Keiko bizim Temel gibi her fıkrada ayrı bir kişiliğe bürünüyor. Meslek, yaş olarak değil sadece, bir bakmışız saf kız rolünde bir bakmışız kurnaz bir kadın...Onu anlayabilene aşk olsun.
Kitap tam olarak bir yaz kitabı... Onun dışında yolculuk esnasında da sıkılmadan okuyabilirsiniz. İçeriğindeki bazı fıkraları okuduğumda "Ben bunu nereden hatırlıyorum. " dediğim oldu açıkçası. Erdal Güven bizim fıkraları alıp Keiko'ya mı uyarlamış, yoksa Keiko için yazdığı fıkralar bizim Temel'e mi geçiş yapmış anlamadım.
Bir-iki günlük kitabı birkaç haftaya yayıp okumamın nedeni ise bu arada başka bir kitaba da göz atmış olmam. Bu kitabı önerir miyim? Açıkçası fıkra ve Japonlar'ı seviyorsanız kaçırmayın derim.
Nedir bu Keiko olayı? Kimdir bu Keiko? Bu soruların cevabını bilmek tabii ki en doğal hakkınız. Hemen söyleyeyim, Keiko öyle zannettiğiniz gibi bir kişi değil. Ayrıca gerçek zaman kişi ve kurumlarla uzaktan yakından alakası yok. Tamamen bir hayal kahramanı. Onu bir gün doktor, bir gün hasta, bir gün rahibe, bir gün kilisede günah çıkartan uslanmaz bir fahişe, bir gün öğrenci, öbür gün öğretmen olarak görebilirsiniz. Hiç şaşırmayın, o tam anlamıyla bir binbir surat. Yüzlerce, hatta binlerce kimliği var. Aslında onun gibi milyonlarca kişi var. Keiko, Japon kadınlarının karakteristik özelliklerini üzerinde toplamış bir örnek sadece. Biraz saf biraz duygusal ama inanın çok temiz kalpli.
Hürriyet gazetesinde Japonya ile ilgili köşe yazıları yazmaya başladığımda, Genel Yayın Yönetmenim Ertuğrul Özkök benden köşemde Japon fıkralarına da yer vermemi istedi. Günlerce süren araştırmalar sonucunda anladım ki öyle Japon fıkrası denilen bir şey yok.
Eh koskoca Genel Yayın Yönetmeni istemiş, "Fıkra bulamadım" denir mi? "Ne yapmalı da bu sorunu çözmeli" derken aklıma geldi. "Madem Japon fıkrası yok öyleyse ben yaratmalıyım" dedim. Öyle de yaptım ve Keiko tiplemesi çıktı ortaya.
Keiko, usta karikatürist Bülent Çelik'in mükemmel çizgisi ve yorumuyla, Hürriyet gazetesi sütunlarında canlandı.
Hayatınıza girdi bir kere, artık nerede ne olarak karşınıza çıkar bilemem. Bekleyelim görelim, belki bir gün film yıldızı bile olabilir.
- Erdal Güven-
5 Ocak 2000
İstanbul
(Önsözden)
Hürriyet gazetesinde Japonya ile ilgili köşe yazıları yazmaya başladığımda, Genel Yayın Yönetmenim Ertuğrul Özkök benden köşemde Japon fıkralarına da yer vermemi istedi. Günlerce süren araştırmalar sonucunda anladım ki öyle Japon fıkrası denilen bir şey yok.
Eh koskoca Genel Yayın Yönetmeni istemiş, "Fıkra bulamadım" denir mi? "Ne yapmalı da bu sorunu çözmeli" derken aklıma geldi. "Madem Japon fıkrası yok öyleyse ben yaratmalıyım" dedim. Öyle de yaptım ve Keiko tiplemesi çıktı ortaya.
Keiko, usta karikatürist Bülent Çelik'in mükemmel çizgisi ve yorumuyla, Hürriyet gazetesi sütunlarında canlandı.
Hayatınıza girdi bir kere, artık nerede ne olarak karşınıza çıkar bilemem. Bekleyelim görelim, belki bir gün film yıldızı bile olabilir.
- Erdal Güven-
5 Ocak 2000
İstanbul
(Önsözden)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder