19 Temmuz 2012 Perşembe

Uluslararası İlişkiler - Volume 1




Peri Kalemi'nde zaman zaman sizinle deneyimlerimi, düşüncelerimi paylaşıyordum. Şu anda bulunduğum okul ve normal olarak arkadaş çevrem oldukça uluslarararası... Haliyle zaman zaman oldukça komik, bazen trajik, bazen de dramatik sahneler yaşayabiliyoruz. Aslında bu yazım için Guzzi bacımdan kopya çektim desem yalan olmaz. Onun bu tarz bir yazı dizisi vardı.


Birkaç hafta önce arkadaşımla birlikte şehir dışında bir yere davetliydik. Aslında Koreli çingumun arkadaşı bizi hafta sonu davet etmişti ve biz de davete icap ettik. Bizim için hoşgeldin partisi ve Kore yemekleri hazırlamışlar. Evdeki hamsterı fark eden ben durur muyum? Benim hayvanı mıncıkladığı gören Koreli çocukta başladı benimle muhabbete:



P: Peri
K: Koreli

K: Hamster ister misin?
P: İsterim ama burada değil. Türkiye'de olsa neyse...
K: Neden?
P: Ben evde yokken ona kim bakacak? Bazen 2 gün eve gelmediğim oluyor.
K. Hmm... Benim evimde 10 tane hamster var. Bir tanesini sana getireyim.
P: 10 tane mi? Eğer vereceksen neden o kadar hamster aldın ki? (Dumura uğramış bir Peri. )
K:(Bir iç çekiş) Biz aslında bir tane erkek, bir tane de dişi almıştık ama sonra sürekli çocukları oldu. Aslında 20 taneden fazla vardı ama biz çoğunu dağıttık.
P: !?!?!?!?!
K: Eeeee? Hamster istiyor musun?
P: (Bir kahkaha)Hayır istemiyorum...

O resimdeki garip şekilde yuvasından aşağıya inerken yarı yolda uyuyakalan hamster oluyor Adı da Koreliler'in meşhur seslenme şekilleri "YA"

Aynı akşam başka bir muhabbet... Evlerine davet edildiğimiz çocuk bize yemek yaptı ama görseniz değme kızlara taş çıkartır. Neyse yemeği mideye indirirken benim şaşkınlığımı fark etmiş olacak ki sohbete başladık:

P. Peri
K1: Koreli 1
K2: Koreli 2
K3: Koreli 3

K1: Neden bu kadar şaşırıyorsun ki? Koreli erkekler genelde iyi yemek yapar. Türk erkekleri yapmaz mı?
P: Hepsi değil sadece bazıları...
K1: İlginç... Peki temizlik?
P: O da aynı şekilde...
K1. Hmm... Mesela ben bugün siz geleceksiniz diye evi süpürüp sildim. Hem de iki defa...
P. !?!?!?!
K2: Evet, ondan iyi housekeeper(temizlikçi) olur. (Kahkahalar havada uçuşur...)
K3: Hayır, bence iyi housewife(ev hanımı) olur. (Kahkahalar devam eder...)

En çok kıl olduğumda şu dil meselesi... Eğitim seviyesi en aşağı üniversite olduğu halde Türkler'i Rusça ya da Arapça konuşuyor zanneden o kadar çok insan var ki.. Koreli, Japon ya da Çinli fark etmiyor. Birkaç diyalogum aynen şöyleydi:

J: Japon

J. Nerelisin?
P. Türküm...
J: Siz Türkiye'de Arapça mı konuşuyorsunuz?
P. Siz Japonya'da Korece mi konuşuyorsunuz?
J: !?!?!?!?!

En komiği de daha birkaç gün önce yaşadığım bir diyalog... Japon sınıf arkadaşlarımdan birisi Türk yemeklerini merak ettiğini ve denemek istediğini söyledi. Ben de hafta sonu bir çeşit tatlı -helva- yapacağımı ve uğramasını söyledim. Aynı sokakta oturuyoruz ve evlerimiz birbirine çok yakın... Derken muhabbet açıldı ve konu hocalara geldi.

P. Benim o öğretmenle bir sorunum yok gerçi ama neden kimse sevmiyor anlamıyorum.
J. Çünkü o gay...
P: Gay mi? Nereden biliyorsun?
J. Bir arkadaşım söyledi.
P: O nereden biliyormuş ki?
J: Bilmiyorum.
P: Biliyor musun arkadaşının sakın ilişkisi olmasın.
J. Yok onun başka bir ilişkisi var.
P: Başka bir erkekle mi? (Kahkahalar... )
J: !?!?!?!?

Sizin bu tarz anılarınız hiç oldu mu? Umarım olmuştur ya da olur.

7 Temmuz 2012 Cumartesi

Peri Ne Yer, Ne İçer? - Volume 2

Herkese selam...

Gezi ve Alışveriş yazılarına ara verip, buralarda ne yiyor ne içiyorum ondan bahsetmek istedim biraz. Bu ülkeye gelip de açlıktan ölüyorum diyen birisi varsa kesin ya salaktır ya da kusura bakmasın biraz mıymıntıdır. Bir kere her damak tadına hitap eden yemeği bulmanız mümkün... Hele ki benim gibi büyük bir şehirde ve göçü yoğun olarak almış bir bölgedeyseniz zaten çok şanslısınız. Neredeyse dünyanın her bölgesine ait mutfağı bulabilirsiniz.

Bir diğer hususta domuz eti meselesi... Şu ana kadar bana bu yönde soru, olumsuz eleştiri, saçmalık gelmedi ama olur da gelir diye açıklama yapmak istedim. Domuz eti elbette yaygın, hatta girdiğiniz her restoranda tavuklu bir yemek söyleseniz bile içinden bacon denen domuz ürünü çıkabiliyor. Ancak domuz eti kadar bu ülkede sığır eti de çok yaygın. Helal kesim değil ama ne yapalım zorda kalıyoruz. Merak edenler için şimdiden söyleyeyim; domuz eti yemiyorum ben.

Neyse gelelim postun asıl konusuna...



Japonya

California Rolls ve iki çeşit salata... Ayrıca yanında lapa gibi bir pilav da geliyor. Fiyatı yaklaşık 8 dolar... Bizim okulun altındaki japon restoranında yemiştim. Tadı fena değildi, hatta fiyatı düşünülürse çok da uygun sayılır. Ancak asıl sorun bitirememiş olmam. Buraya geldiğimden beri tabaklarımı bitiremiyorum. Mübarekler insan evladı için hazırlamıyorlar o tabakları...



Vietnam

İlk defa Vietnam mutfağına ait bir yemek yedim. Bir çeşit noodle soup... İçinden bizim alışık olduğumuz ramen ve dilim dilim doğranmış et parçaları çıkıyor. Tadı fena değildi ama umduğum gibi de çıkmadı. Fiyatı da 9 dolardı.


Tayland

İsmi combination teriyaki... Bizim sebzeli pilavı andırıyor tadı... İçinden sebze, et ve karides parçaları çıkıyor. Ben beğendim şahsen. Şu ana kadar yediğim pilav tarzı yemeklerden en lezzetli olan buydu. Fiyatı da 10 dolardı.


Japonya

Bir alışveriş merkezinin food courtundaki Japon yemekleri satan yerden almıştım bunu da. Fiyatı 6 dolar civarında... Beef Teriyaki ismi, pilav ve sebze de içeriyor. Tadını beğendim. Zaten beef teriyaki bizim pilav üzeri et soteyi anımsatıyor bana...




Japonya

Şimdiye kadar yediğim en lezzetli suşiydi. Yediğiniz yere göre de suşinin tadı çok değişiyor.
Bu menüyü okulumun çevresinde bulunan en ünlü mekanda yedim, arkadaşlarımla birlikte. Fiyatı 12 dolar, diğerlerine göre biraz daha fazla ama kesinlikle hak ediyor. Bu kadar lezzetli olacağını düşünmemiştim şahsen. Bir daha gitmek için sabırsızlanıyorum.




Kore

Koreli arkadaşıma beni gezdirdiği için yemek ısmarlamıştım. Korean Town bizim bulunduğumuz yere arabayla 20 dakika mesafede. Arkadaşım buradaki yemeklerin ülkesindekilerle neredeyse aynı tadı taşıdığını söyledi. Bunlar başlangıçlar... Çoğu kimchi, belki hepsi de kimchidir. Hatırlamıyorum. Hepsi ücretsiz, üstelik yemek süresince bitirdikçe yeniden istiyorsunuz, getiriyorlar. Tadları bana turşu ve acı sosları hatırlattı. İçlerinden favorim birkaç tane var ama isimleri çok zor.




Bunlar da çorbalarımız... Sağdaki domuz eti içerdiği için ben yemedim ama arkadaşım bayağı acı demişti. Soldaki ise soyadan yapılıyormuş. Ben tadını beğendim. Biraz acıydı ama idare etmeye çalıştım. Bir süreden sonra zaten hissetmiyorsunuz. ayrıca pilavıyla birlikte servis edildi. Bana toplam maliyeti 20 dolar...


Türkiye

Eski kaldığım apartmana çok yakın bir Türk restoranı vardı. Bir akşam ev arkadaşımla oraya gittik. Geç kaldığımız için iskender kalmamış şansımıza ama onun yerine Adana Kebap söyledik. Tadı fena değildi ama Türkiye'yle karşılaştırırsak çok beğendiğimi söyleyemeyeceğim. Burada en iyisi bu dedik doğal olarak... Fiyatı ise 11 dolardı.  

Daha eklemek istediğim resimler var ama yazı çok uzayacaktı, ben de bir sonrakine sakladım.

Bu yemeklerden denedikleriniz var mı? Beğendiniz mi, yoksa benim gibi kararsız mı kaldınız?


4 Temmuz 2012 Çarşamba

Bitti... Bitti... {10}



Geçen resimleri karıştırırken buldum bu fotoğrafı. Türkiye'deyken bitirdiğim son ürünler... Bakalım neler varmış.

1- Natur Vital Şampuan: bu şampuanı çok seviyordum ama burada ne yazık ki yok. Keşke olsa...

2- Dalan d'Olive Saç Kremi: Kuru yıpranmış saçlar için kurtarıcı gibi bir şey bu. Tabi burada yine bulamayacağım.

3- Şelale Gül Suyu: Cildim için arada toniklere mola verip gül suyu kullanıyordum. Bu koca şişeyi bitirmişim.

4- IOPE Softener ve Emulsion: Çok memnun kaldığım bir seri... Elimdeki ürünler bitsin bu serinin tam boyunu alabilirim.

5- Rexona Roll-On: Bu ürün favorilerim arasındaydı ama Rexona markasını hayvan deneyleri nedeniyle artık kullanmamaya çalışıyorum.

6- DHC Deep Cleansing Oil: Bu ürüne bayıldım. Deneyeceğim bir sürü marka olmasa kesinlikle tekrar alırım.

7- Nivea Double Effect. Bu ürünü de çok seviyordum ama hemen bitiriyorum. Dayanmıyor bana.

8- Oriflame Clarifying Scrub: Bu ürünün yazısını yazmıştım. Hafif bir temizleyici ama çok beklentiyle yaklaşmamak lazım.

9- Selesta El Kremi: Bu ürün bir alışverişim sırasında hediye edilmişti. Kokusu çok güzel, yapısı da ne çok yoğun ne de cıvık...  

10- Amy Duş Jeli: Bu ürünü alalı bir sene oldu sanırım ama çok bereketli çıktı, yeni bitirebilmiştim. Üstelik ailemde kullandı. Kesinlikle tavsiye ederim. Başta pahalı gibi geliyor ama kesinlikle hak ediyor.

Sizin son bitirdiğiniz ürününüz ne marka?

 

2 Temmuz 2012 Pazartesi

Ebay'den IOPE ve Laneige Alışverişi



Önceki alışveriş yazıma gelen yorumlardan alışveriş yazılarının devam edilmesi istenmişti. Derslerim yoğunlaştığı için bir süre post atamayabilirim ama bunu yazmak istedim. Aslında Gezi Yazıları başlığı adı altında o kadar çok bekleyen yazım var ki... Onlara da sıra gelir bakalım...

Cumartesi kahvaltı ederken kapı çaldı. Ben kapıyı açar açmaz, adamın teki "Kore'den postanız var. Bu sizin isminiz mi?" dedi. Olumlu yanıt alınca "Bu marka favoriniz galiba..." dedi kutuyu gösterip. Postacı meğerse Koreliymiş uzun boyu ve kafasındaki şapkası ve gözlüğü nedeniyle anlayamamıştım. "Evet, benim bir sürü Koreli arkadaşım var." dedim biraz hava atarak. "Çok güzel, onlar öneriyor, siz de alıyorsunuz o zaman." dedi. Gülerek başımı salladım. Bizim takipli postaları meğerse o getiriyormuş. Eh, ülkesinin postasını buraya taşıyacak belli oldu.




Temizleme yağım dibi bulunca dedim bu sefer IOPE alayım. Diğer markalara oranla biraz pahalı sanki ama olsun bu ürününden de memnun kalacağımı düşünüyorum. Bulunduğum şehrin nem oranı çok düşük. O nedenle yanına da Guzzi'nin öve öve bitiremediği Laneige Sleeping Packi ekledim. Ebay'den yine amorepasific-global isimli satıcı tercihim oldu. Bana 10 dolarlık bir indirim yaptı ve toplamda 6 parça sample göndermiş. Bir dahaki alışverişim için yine kendisini tercih edeceğim belli şimdiden.


Bu da paketin açılmamış hali... Bu satıcıdan sanırım 4. alışverişim ama kesinlikle son olmayacak. Hem ilgili, hem indirim yapıyor, hem de sample gönderiyor. Ürünlerinden de memnun kaldım şimdiye dek...

Bu arada Koreli arkadaşım benim hep Kore markalarını kullandığımı öğrenince "Ben Koreliyim ama hiç Kore markası kullanmıyorum." dedi. Biraz garibime gitti ama makyaj dolabını görünce hak verdim. Favorileri hiç de küçümsenecek markalar değil çünkü... Benim artık hiç Türk markası kullanmamam gibi bir durum sanırım onunkisi...

Peki siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...