31 Temmuz 2013 Çarşamba

Sasa.com'dan İlk Alışverişim



Amerika'ya geldiğimden beri farklı sitelerden alışveriş yapıp sizi de bilgilendirmeye çalışıyorum. Gönül ister ki, Türkiye'deki yasak kalksa da siz de benim gibi rahat alışveriş yapabilseniz ve istediğiniz çeşitte ürüne ulaşabilseniz...

Singapur kökenli Sasa mağazalarını eminim duymuşsunuzdur. Sasa bulunduğu yer itibari ile çok uygun fiyatlı ürünler satan bir mağazalar zinciri... Rafları indirim zamanlarında resmen yağmalanıyormuş. Keşke Türkiye'ye de açılsa... Singapur'a hiç gitmediğim için mağazaları hakkında yorum yapamıyorum ancak bir süre önce Sasa'nın online alışveriş sitesi olduğunu öğrendiğimde nasıl sevinmiştim anlatamam. Çünkü Uzak Doğu kökenli markaları uygun fiyata alabileceğim -cosme-de ve ebay'den başka- site arıyordum.

Sasa'nın en büyük avantajı her hafta bir indirim kampanyasının olması... Yok cilt bakım ürünlerinde %65'e varan indirim, yok kırışıklık karşıtı ürünlerde iki al üçüncüsü bedava gibi bizim kozmetik dükkanları gibi kampanyaları mevcut. Yaklaşık bir aydır siteyi ara ara ziyaret edip, sipariş versem mi diye düşünüyordum. Çünkü bazı ürünlerinin fiyatları bana inanılmayacak kadar uygun gelmişti. Mesela annem için artık sürekli aldığım bir krem olan Vitacreme B12'nin indirimli fiyatı 16 dolardı. Ebay'de 25 dolar ödediğim bir ürün için çok çok iyi bir rakamdı bu. O nedenle ben de mantıklı herkesin aklına gelen aynı aoruya düştüm. "Acaba Sasa sahte ürün satıyor mu?"

İnternetten forum sitelerine göz attığımda birçok insanın online alışveriş yaptığını, ürünlerden çok memnun kaldıklarını, sahte ya da günü geçmiş ürünle ilgili hiç şikayette bulunanın olmadığını gördüm. Ancak tek şikayet herhangi bir sorunla karşılaştığınızda size geri dönüş yapacak iyi bir customer service'in olmaması... Geç verilen cevaplar alışveriş yapanların en büyük sıkıntısı gibi göründü benim gözüme....




Neyse gelelim benim siparişime... Ben 29 dolar üstüne Amerika'ya bedava kargo olduğunu görünce daha önceden gözüme kestirdiğim Vitacreme B12'den sipariş vermek istiyordum ancak sonuç hüsran oldu. Ben sipariş verene kadar çoktan tükenmiş. Böhü!!!

Peki neler aldım? Şurada bahsettiğim Laneige sleeping packim bitmek üzereydi, indirimde 20 dolara düştüğünü görünce sepete ekledim. Diğer ürün ise benim için artık vazgeçilmezlerden olan cleansing oil... BeautyMate'in gül aramolı bu ürünü hakkında sitede olumlu yorumlar vardı. %50 de indirime girmişti.

10 temmuzda verdiğim siparişim, 12 temmuzda kargolanmıştı. Karton bir kutunun içinde yukarıdaki resimdeki gibi sıkıca paketlenmiş halde 29 temmuzda elime ulaştı. Diğer ülkeler için kargo ne kadar sürüyor bir yorum yapamıyorum maalesef... Alışveriş yapan arkadaşlar beni de bilgilendirirse sevinirim.

Bana sorarsanız Sasa, özellikle Uzak Doğu markalarını uygun fiyatlara alacağınız iyi bir site... Batılı markalar genelde başka sitelere göre daha pahalı geldi bana... Eğer siteyi incelemek isterseniz tıklayın!!! Sorularınız olursa da yorum kısmından sorabilirsiniz.

Sasa mağazalarından ya da Sasa.com'dan daha önce alılveriş yaptınız mı? Yorumlarınız neler? Paylaşın biz de öğrenelim...

Dip Not: Bu yazıyı sabahladığım bir gecenin sonunda hazırladım. Hatalı bir yer varsa görmezden geliniz... :)

15 Temmuz 2013 Pazartesi

Golden Rose Rich Color 44 + 19 {Kalyon Ambiance}



Ne zamandan beri oje yazısı yazmamıştım. Malum benim ojeyle pek aram yok, çok sık kullandığım da söylenemez. Üstelik hemen sıkılır, iki gün geçmeden tırnaklarımı temizlerim ama bu yazıyı yazmadan edemedim.

Türkiye'den ayrılmadan önce burada denerim belki diyerek, Golden Rose'un yeni çıkan serisinden birkaç tane bavuluma atmıştım. İyi ki de atmışım, çünkü Rich Color serisine bayıldım desem yeridir. Malumunuz Golden Rose'un ojelerinin renk dağılımı çok iyi olsa da, kalite bakımından aynı yorumu yapamıyordum. Gerçi 1 TL'ye alınmış bir üründen de çok fazla beklenti içinde olunmamalı. Ancak Rich Color serisi beni oldukça şaşırttı. Tam hatırlamıyorum ama bu serinin fiyatları diğerlerinden biraz daha pahalı ama değer...




Tırnaklarımda 2 kat bulunuyor. Kalın bir tabaka halinde tek kat sürdüğümde oldu, çünkü fırçası diğer serilerine göre daha kalın ve uygulaması kolay. Benim gibi sakar ya da eli titreyenler için ideal anlayacağınız. Yüzük parmağımda olan koyu renk 19, diğeri bu yaz için favorim olan 44... 19 bana daha çok sonbahar ve kış rengi gibi geldi. Ben böyle yüzük ya da işaret parmağıma farklı renkte oje sürmeyi çok seviyorum. Kimileri beğenmese de tek renk kullanımından daha hoş geliyor gözüme.




Gelelim Kalyon'un oje koruyucu, renk canlandırıcı ürününe... Ben bu tarz ürünleri genelde kullanmıyorum. Oje sürerken bile acayip sıkılan bir insanım, ekstra ürünler kullandığımda ne kadar bunaldığımı varın, siz düşünün. Hele bir de kuruma süreleri hesaba katılınca... Koruyuculuğu hakkında 4. günün içerisinde olmama rağmen tırnaklarıma hiçbir şey olmadı, maşallah taş gibi ama parlaklık bakımından Kalyon'un bu ürünü bana biraz ortalama gibi geldi. "Eh işte kötünün iyisi!" diyebilirim. Renkleri daha canlı yapan ürünler görmüştüm çünkü...


 

Pepsi'nin reklamını yaparmış gibi oldu -ne kadar asitli içeceklere düşkünlüğüm olmasa da- ama oda arkadaşımın annesi Pepsi'de çalışıyor ve bana sürekli reklam yapıyor. "İyi!" dedim seni mi kıracağım.

Golden Rose'un bu seri ojelerinden denediniz mi? Favori renkleriniz var mı?
 

11 Temmuz 2013 Perşembe

Sigma Beauty Alışverişim

 
 
Sigma marka fırça kullananlar kervanına ben de katıldım sonunda. Türkiye'deyken hep bu markanın ürünlerini merak etmiş, deneyeceğim anı iple çekmiştim. Neyse ki ecotools ve elf fırçalarım ömürlerinin son demlerini yaşadıkları için ben de bu sefer tercihimi Sigma'dan yana kullandım.
 
Öncelikle bir şeye açıklık getireyim de sonradan başım ağrımasın. Ben bir süre önce Amerika'ya geri döndüm. Alışverişimi burada yaptım yani... Güzel ülkemdeki gümrük yasağı halen devam ediyor bildiğim kadarıyla ama fırça, sünger gibi alışverişlerin engellenmediğini biliyoruz artık. O nedenle siz de güvenli bir şekilde bu ürünleri sipariş verebilirsiniz.
 
Gelelim benim notlarıma... Dikkatimi çeken ilk özellik Sigma'nın o kına gecesi tüllerini andıran kırmızı keseden kurtulup, daha profesyonel görünen kutulu koruyuculara geçmesi oldu. Daha güzel göründüğü kesin... Ayrıyeten en başından beri sürdürdükleri hediye fırça gönderme işini devam ettiriyorlar. Eh, sürekli jel eyeliner kullanan biri olarak işime geldiğini söylemeliyim.
 
Gelelim benim siparişime... Aslında set şeklinde olan ürünlerinden almak istiyordum ancak çok istediğim F20 kodlu geniş pudra fırçası (large powder brush) hiçbir setin içinde yoktu. Ben dolgun pudra fırçası kullanmayı seviyorum. Ne yapayım? Başlangıç olarak ihtiyacım olanları alayım, set olayına sonra gireyim diye düşündüm ki iyi de yapmışım. Çünkü pudra fırçasına bayıldım. Neyse aldıklarım;
 
Large Powder Brush F20 (Geniş Pudra Fırçası)
Duo Fibre Powder/Blush Brush F15 (Duo Fibre Pudra/Allık Fırçası)
Eyeliner Brush E05 (Eyeliner Fırçası)
Travel Size Eyeliner Brush E05 (Seyahat Boyu Eyeliner Fırçası) *Kendisi hediye geldi yihhuuu!
 
Bunları böyle açıklamalı yazarak biraz küçük çocuğa anlatıyormuşum gibi oldu ama bu makyaj işine ilk başladığımda hangi fırçayla, ne uygulanacağı aklımı çok fena karıştırıyordu. En azından benim blogun okuyucularından bu işe yeni başlayanlar varsa küçük bir yardımım olur. İkinci fırçam Duo Fibreyi ben daha çok aydınlatıcı uygulamak için aldım. Bakıp göreceğiz artık. Dip Not: Bu Duo Fibre'nin Türkçe meali ne ola ki yahu?!
 
Ben ülke içinden alışveriş yaptığım için takipli postaya ayrıyeten ücret ödemedim. Çünkü takipsiz posta da olsa Amerika içi yaptığım tüm alışverişlerim kapıma sorunsuz ulaştı. Hiçbir postamın da kaybolduğunu görmedim. Paketim postalandıktan iki gün sonra elimdeydi. Eğer siz de Amerika'da yaşıyorsanız, boşuna takipli postaya extra ücret ödemeyin derim.
 
Sigma'dan ilk alışverişim sorunsuz elime ulaştı. Tabi aynı ülkede olmanın getirdiği avantaj yadsınamaz, onu da kabul ediyorum. Makyaj bloglarında bu markanın fırçalarından övgüyle bahsediliyor zaten. Umarım bir gün sizin de deneme fırsatınız olur.
 

2 Temmuz 2013 Salı

Etude House: Collagen Moisfull Facial Freshener + Emulsion

 
 
Koreliler'in cilt bakımı için günde ortalama 5-6 ürün kullandığını artık biliyoruz. En basiti softener + essence + göz kremi + emulsion + krem şeklinde vuku buluyor. Tabi ileri yaşlar için bunların üzerine kırışıklık karşıtı serum ve ampüller ekleniyor. Ben şahsen yaşım gereği kırışıklık karşıtı ürünlere el atmadım. Bu yaşta o ürünleri kullanırsam ilerde ne halt yiyeceğim diye düşünüyorum. Yaşınıza uygun ürünleri kullanmak her zaman daha mantıklıdır.
 
Guzzi bacım aylar öncesinden bize bu ürünleri yazmıştı aslında. Benim de kullandığım ürünler bitince Türkiye'ye gitmeden sipariş vermiş, ülkemdeyken de kullanmaya başlamıştım. Yaklaşık 3 aydır düzenli kullandığım halde daha yarılayamadım bile. Oldukça bereketli ürünler...
 
Bana son zamanlarda cilt bakımı ile ilgili çok fazla soru geliyor. Ben kısaca kendi rutinimden bahsedeyim yeri gelmişken. Ben bu ürünler dışında göz kremim -olmazsa olmazım- ve essence dediğimiz şurada bahsettiğim ürünü kullanıyorum. Ayrıca Vitacreme B12 denilen bir krem de keşfettim ki -ondan da bir ara bahsedeceğim- siz de edinebilirseniz kesinlikle memnun kalırsınız. Şimdi diyeceksiniz ki geriye ne kaldı? Bu kadar ürüne para yatırmak normal mi? Verdiğimiz paraya değer mi? Ben de bu soruları çok sordum kendime. O nedenle hak veriyorum hepinize.
 
Avrupalı kadınlar gibi sadece tonik ve krem kullandığım dönemlere göre cildimin daha güzel ve parlak göründüğünü keşfettim ki, oldukça kuru bir cilde sahibim. Ayrıca bu ürünlerin -evet hepsine ayrı ayrı para ödüyorsunuz- ama ürünleri bitirme süreniz en az 6 ayı buluyor. Ben sadece tonik ve krem kullandığım dönemlerde aldıklarım bana en fazla 2 ay dayanabiliyordu. Performansından memnun kaldığım da çok nadir görülmüştür.    
 
 



Bazı markalar ürünlerinin tanıtımını yaparken şu ibareyi çok kullanırlar. "Tonikle birlikte krem ve göz kremimizi de kullanırsanız çok daha başarılı sonuç alırsınız. " Sanki başka marka kullanınca ters tepki yapacak. Kimyasal reaksiyon gösterecek. Ben bu kafada bir insan olmadım hiç. Kullandığım ürünlerin markaları hep birbirinden farklı olmuştur bugüne kadar. Tonik ve emulsiou genelde aynı markadan seçiyorum ama onun dışındaki ürünleri genelde hangi markadan canım istediyse ondan alıp kullanmışımdır.

Gelelim benim yeni bebeklere... Ürünlerin ikisi de oldukça dayanıklı görünen şeker mi şeker 150mllik cam şişelerde üstelik kutulu halde geliyor. Facial freshener denen ürün, daha önce bahsettiğim softener gibi tonikten daha koyu kıvamlı ve ilk olarak cildime onu uyguluyorum. Emulsion ise artık hepimizin bildiği krem ile tonik arası yine akışkan, losyon gibi bir ürün... Ben kremden önce emulsionu uyguluyorum son olarak.

Ürünlerin ikisinin de çiçeksi bir kokuları var. Kesinlikle rahatsız etmiyor. Eğer cildiniz çok kuru değilse sadece bu iki ürünün bile nemlendirmek için yeterli geleceğine inanıyorum ben. Sıcakların bastırdığı şu günlerde bazen krem sürmeyi bile ihmal ediyorum o derece... Siz benim dediğimi yapın ama yaptığımı yapmayın sakın.

Bu serinin kremini Koreli arkadaşım ve şu anki Türk ev arkadaşım da kullanıyor. Üstelik oldukça da memnunlar... Sadece ben değilim yani övüp övüp bitiremeyen... Neyse gelelim fiyat mevzusuna... Ebay'de tek fiyatları 17 dolardan başlıyor. Tavsiye eder miyim? Deneyin, pişman olmazsınız. Sorularınız olursa da yorum kısmından yazabilirsiniz.

Siz, Etude House ürünlerinden hiç kullandınız mı? Tavsiye edeceğiniz yeni kozmetikler var mı?
 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...