30 Mayıs 2011 Pazartesi

Institut Arnaud Ürünleri ve İkinci El Kitap Nereden Bulunur? {İstanbul}


Daha önceden birkaç kez Institut Arnaud ve ikinci el kitap satan yerler hakkında soru almıştım. Benim bu ikisi için İstanbul'daki adresim Kadıköy... Eğer bir gün Kadıköy çarşıya yolunuz düşerse ve bunlardan herhangi birini arıyorsanız adresleri bu yazıda...

Şahsen kitap alacaksam ilk uğradığım duraklar ikinci el kitapçılardır. Bunun için de ilk adresim Mühürdar Caddesinde'nki Akmar Pasajı... Pasajın içindeki birçok kitapçıda ikinci el kitap satılıyor ama bunlardan birisi var ki dükkandaki tüm kitaplar ikinci el... Son çıkan serilerden, dünya klasiklerine her çeşit kitabı bulmak mümkün... Üstelik eğer aradığınız bir kitap varsa onun da ikinci elini bulabiliyorlar. Kitaplar yarı fiyatına ya da daha ucuza satılıyor. Eğer çok fazla kitabınız varsa onları da tanesini 5 TL'den satın alıyorlar. 

Celal Kitabevi 
Caferağa Mah. Mühürdar Cad. Akmar Pasajı No: 70/31-B Kadıköy 
Tel:348 36 28 GSM: 0546 611 15 20

Institut Arnaud ürünlerini kullandığımı ve çok memnun kaldığımı yazmıştım. Ancak bu ürünleri satan mağazalar çok az... Kadıköy'de ise ara sokaklardan birinde bulduğum bir dükkandan aldım resimdeki ürünleri... Sadece Arnaud değil parfüm çeşitliliği de beni benden aldı. Dahası benim Arnaud kullandığım döneme göre fiyatlarında gayet makul olduğunu fark ettim. Üstelik orada bulunan beyfendi sizi sıkmadan alışveriş yapmanız için fırsat tanıyor. Ben şahsen tekrar gideceğim. Bu ürünleri daha önceden kullandığım için yorumlarını bir ara blogumda göreceksiniz.

Ekşiler Parfümeri
Caferağa Mah. Moda Cad. No: 24/A Kadıköy
Tel: 550 73 13 GSM: 0533 747 66 67 

Bu bahsettiğim iki mağazayla uzaktan ya da yakından bir ilgim yoktur. Daha önceden alışveriş yapıp memnun kaldığım için sizlerinde bu tür yerlerden yararlanmanızı istedim. Umarım yardımı olur.

Peki sizin tavsiye edeceğiniz bu tür mağazalar/dükkanlar var mı?

28 Mayıs 2011 Cumartesi

Bitti... Bitti... {2}


Bu ara biraz tempom düştü farkındayım ama öyle bir dönemden geçiyorum ki hayatımla ilgili önemli bir karar almak üzereyim. Ne kadar baskı altındaysam kafamı toparlayıp ne dizi yorumlarımı ne kitap eleştirilerimi ne de kozmetik incelemelerimi yazabiliyorum. En azından biten ürünlerimi sergileyeyim dedim bende...

Dalan D'Olive Zeytinyağlı Besleyici Şampuan: Dalan'ın kremini kullanıp memnun kaldığım için zeytinyağı meselesine güvenip aldım bu ürünü... Saçımı besliyor, parlatıyor memnunum ama ne yazık ki çok çabuk yağlandırıyor. Olmazsa bir ay bu ürünü bittiğinde dönüşümlü başka bir ürünü kullanırım.  

Dalan D'Olive Zeytinyağlı Besleyici Saç Bakım Kremi: Benim saçlarım ince tellidir, bu nedenle çok çabuk birbirine dolaşıyor ne yazık ki... Bu kremle hemen açılıyor. Tararken bir sorunla karşılaşmadım açıkçası...

Diadermine Nemlendirici Yüz Temizleme Jeli: Bu ürünü kremle birlikte set halinde almıştım. Kremi yalayıp yuttuğum için bu ürün geç bitti. Ama memnun kaldım. En azından cildimi kurutmadı. Uygun fiyatlı ürün arayanlara tavsiye edebilirim.

Express Asetonsuz Tırnak Temizleyici: Bu üründen şurada bahsettim. Benim için kokusu sorun değil ama annem nefret etti. O yüzden değiştirmek zorundayım.

Fa Deo Roll-On: Fa'nın daha önceden lavanta kokulusunu almıştım bu sefer değişiklik yapıp bu ürünü kullandım ama pişman oldum. Giysilerimde leke bıraktı. Bir daha kesinlikle almam.

Beyu Light Concealor Kapatıcı: Bu üründen inanılmaz memnundum. Benim göz çevremdeki morlukları çok iyi kapatıyordu. Birikme yapmıyordu. Ne yazık ki bitti ve Beyu satan bir yer henüz bulamadım. Ankara'ya gidersem oradan alırım artık...

Neutrogena Yoğun Bakım Kremi: Kesinlikle tekrar tekrar alacağım bir krem bu... İkinci kutuyu açtım bile... Üstelik fiyatı da çok uygun.

Neutragena Radiance Boost Göz Kremi: Bu ürünü yoğum bakım kreminden memnunum bir de bunu deneyeyim diyerek almıştım ama Neutragena bu sefer olmamış. Ne morluklarıma çare oldu, ne rahatlatma gibi bir özelliğini gördüm. Üstelik kuru bir göz çevrem olmasına rağmen bu ürünü sürdüğüm zaman yağlı bir his bıraktı bende... Aslında tam olarak bitti sayılmaz ama hem kapağını kaybettim hem de memnun kalmadığımdan ürün benim için ömrünü tamamladı diyebilirim.

Peki sizin en son bitirdiğiniz ürün ne?

25 Mayıs 2011 Çarşamba

Oriflame: Cherry Garden Tırnak Cilası


Orflame'in makyaj uzmanı Jonas Wramell'ın bahar için hazırladığı Cherry Garden koleksiyonuna göz atmış ve far, ruj, oje üçlüsünden ojeyi seçmiştim. Koleksiyon adından da anlaşılacağı gibi mercan rengi üzerine yoğunlaşmış. Ruju da almak istedim ama mercan rengi rujlarımı pek kullanmadığım için tercihim olmadı.

Oriflame'in daha önceden ojelerini kullandığım için kalitesine az çok güveniyordum. Nitekim beni yanıltmadı. Asıl beni şaşırtan bu ojenin -eğer biraz kalın bir tabaka sürerseniz- tek katta opaklaşabilmesi oldu. Elime ulaştığı gün hemen 2 tırnağıma sürüp resimlerini çektim. Serçe parmağımda 2, yüzük parmağımda ise tek kat bulunuyor inanabiliyor musunuz? 

Şişesi ise ayrı bir güzel... Oriflame'in klasik şişesini hep böyle desenli satsalar keşke... Oriflame hakkında bir şey daha: Hayvanlar üzerinden test edilmiyor. Hazır yasaklar gelmiş ve ben ünlü firmaları boykot ederken, bundan sonra bu markayı daha fazla tercih edeceğim.

Peki siz hiç Oriflame ojelerini denediniz mi?





23 Mayıs 2011 Pazartesi

Peri Kutusu: Secret Garden ve Personal Taste

Uzun zamandır Uzak Doğu yapımları izlemediğimin farkındayım. O yüzden bu ayrılığa bir son vermeye karar verdim. Bu nedenle Peri Kutusu'na Secret Garden ve Personal Taste'i ekledim. Bu arada Nikita'nın tüm sezonlarını bitirdim. Çok yakında dizi hakkında ayrıntılı yorumum gelecek...


Konu: Kim Joo Won, harika görünüşlü fakat kibirli ve çocukça bir adamdır. Gil Ra IM, gözde aktristlerin kıskandığı vücudu ve güzelliği olan bir dublördür. Bir gün yolları birleşir ve tuhaf bir eve girerler. Evdeki garip bir yaşlı kadın onlara yemeleri için çikolata ikram eder. Ertesi gün ikili uyandıklarında, bedenlerinin yer değiştiğini görürler.



 
Konu: Yaşadığı iki kötü tecrübenin ardından 28'ine girmekte bir kadın olarak Kae-in (Ye-jin Son) artık en iyisinin bir eşcinsel erkekle beraberlik olduğunu düşünmeye başlamışken Jin-ho (Min-ho Lee) ile tanışır. Bazı tuhaf raslantılar ve yanlış anlamalar sonucu -ki bunların çoğu Jin-ho’nun hatasıdır- Kae-in onun bir eşcinsel olduğunu düşünür. Bunun tam istediği gibi mutlu bir tesadüf olduğuna inanan Kae-in onu oda arkadaşı olarak evine buyur edince Jin-ho kendi yarattığı bu yanlış anlama ağına düştüğünü fark eder.

22 Mayıs 2011 Pazar

SKIN79: Bir Güney Kore Kozmetik Firması


Skin79, tıpkı Etude House gibi bir Güney Kore firması... Aslında sadece cilt bakım ürünleri satıyor desek yeridir. Çünkü makyaj adına sattıkları ürünler fondöten ve pudralardan ibaret... Maskesinden, beyazlaştırıcı kremlere, peelinglere her çeşit ürünü bulmak mümkün... BB Creamleri de çok meşhur... Ayrıca güneş koruyucu BB pudraları da var. (Bunu gerçekten merak ediyorum.)

Skin79'un sanırım en güzel yanı sitelerinde ürünlerin resimli olarak nasıl kullanılacağının anlatılması... Şuradan siteyi inceleyebilirsiniz.

Peki biz bu ürünleri nereden bulabiliriz? Ebay'deki birkaç satıcıdan almak mümkün... Ürünleri direk Kore'den Türkiye'ye gönderiyorlar. Ayrıca Gittigidiyor'da getiren bir satıcı görmüştüm. Yalnız fiyatlar Ebay'e göre daha yüksek ve genelde Gittigidiyor satıcıları Ebay'den alıp burada sattıkları için bundan sonra nasıl ürün alacaklar bilemiyorum.

Sizin için seçtiğim birkaç ürün:

Sea Weed Cooling Mask

All Day Sun Powder


Super Defence Moisturizing Gel

White Reviving Skin Radiance Cream


Smart Clear Deep Cleansing Oil





Super Plus BB Cream Triple Functions

21 Mayıs 2011 Cumartesi

Maggie Q.: Alışılmadık Bir Oyuncu



Bir süredir Nikita adlı diziyi izliyorum ve dizinin başrol oyuncusu Maggie Q. ise son zamanlardaki favorim... Gerek oyunculuğu, gerek rol aldığı yapımlar, gerekse alışkın olmadığımız güzelliği beni çok etkiledi.

1.68 boyunda 56 kiloda olan 31 yaşındaki oyuncu Vietnam, Polonya ve İrlanda gibi ülkelerin genlerini taşıyor. Üstelik kendisi vejeteryan ve Peta için soyunmuş. Son olarak Priest filminde rol alan oyuncu dövüş sahnelerindeki ustalığıyla da göz dolduruyor.

Siz Maggie Q.'yu daha önce izlediniz mi? Düşünceleriniz neler?


Resimler: Just Jared

18 Mayıs 2011 Çarşamba

Everyday Minerals Türkiye'den 2. Alışverişim


Umarım Everyday Minerals Türkiye ekibi bu yazıyı okuyordur. Okuduklarını varsayarak başlıyorum.

Everyday Minerals Türkiye sitesinden daha önce bahsetmiş ve şu linkte yaptığım alışverişi, deneyimlerimi yazmıştım. Bu sefer alışveriş kısmını geçip direk ürünleri anlatacaktım ancak Everday Minerals Türkiye ekibinin benim de takıldığım birkaç noktada yaptıkları değişiklikler hoşuma gitti ve buraya da yazmak istedim.


Önceki alışverişimde benim çok dikkat ettiğim konu olan paketlemeden pek memnun kalmadığımı belirtmiştim. Sadece tek kat boncuklu poşeti sarılmıştı. Bu seferki ürünlerim yukarıda gördüğünüz kurdelalı kutuda geldi. Üstelik içindeki ürünlere de zarar gelmemesi için kağıtla doldurmuşlar.


Ve aldıklarım:

Itahake Fırça
Mineral Far Hot Chocolate

50 TL üzerinde alışveriş yaptığım için hediye gelen

Natural Reflections Summer Bronzer

En kısa sürede bu ürünler hakkında yorumlarımı burada göreceksiniz.  


Ayrıca aldığınız ürünlerin faturası da size gönderiliyor. Ben Yurtiçi Kargo'ya 5,23 TL gibi bir rakam ödedim ki çok fazla sayılmaz. Hazır bu siteden bahsetmişken şunu da belirtmeliyim. Facebook hayran sayfasında yönelttiğim sorulara, önerilerime de verdikleri yanıtlar için de teşekkürler...

İşin özü Everyday Minerals Türkiye ekibi müşteri memnuniyeti ve geri dönüşü olarak benden tam puan aldı.

Sizin Everday Minerals maceranız var mı?

15 Mayıs 2011 Pazar

Oriflame: Tender Care Protecting Balm {Vanilya + Karamel}


Sizi son zamanlardaki yeni aşklarımı tanıştırayım. Oriflame Tender Care Protecting Balmlardan daha önce kullanmıştım. Hani şu her katalogunda satılan pembe kutulu olandan... Geçen karamelli ve vanilyalısını görünce dayanamadım.

Bu Protecting Balmları ben sadece dudaklarım için kullanıyorum. Günde bir kez yatarken sürmek yetiyor. Aslında onun dışında cildinizde bir kuruluk, sertlik hissi yaşadığınız olursa -dirsek, diz, eller- o bölgeye uyguluyorsunuz. Sonuç harika...


Resimlerde büyük gibi dursa da bu ürünler sadece 15 ml... Ancak uzun süre dayanıyor. Boyutundan dolayı çantanızda da rahatlıkla taşıyabilirsiniz. Benim en sevdiğim yönlerinden birisi de kokuları... Vanilya ve karamel... Aklıma hep pastaları getiriyor. Eğer kokulu ürün kullanmak istemezseniz klasik pembe kutulu olanı almanızı tavsiye ederim. Ayrıca kutu kapağında yazan "Love Yourself" yazısı da hoşuma gitti.


Peri Kutusu: Priest ve Nikita

Peri Kutusu'na attığım dizi ve filmler giderek çoğalıyor. Umarım bu seçtiğim yapımları izlemiş ya da izliyor olursunuz. Çünkü konuları gerçekten ilgi çekici. Eğer yapımlar da bu kadar iyiyse kaçırılmaması gerekir derim. Seçtiğim iki yapımda da Maggie Q. rol alıyor. Bu kadını gerçekten merak ediyorum.



İlki yeni gösterime giren bir yapım... Kutsal Savaşçı insanlarla vampirler arasındaki savaşı konu alıyor. Yine mi vampirler diyebilirsiniz ama bu filmin geçtiği mekan biraz farklı.
Konu: TokyoPop'a ait bir çizgi romandan uyarlanacak olan western-korku karışımı filmin senaryosunu Cory Goodman yazdı... Yüzyıllar sonra tahrip olmuş bir dünyada geçen film insan ırkı ile vampirler arasındaki savaşı anlatacak... Filmde yeğeni vampirler tarafından kaçırılan bir papaz kiliseye karşı gelecek. Bettany filmde Vampirlere karşı mücadele eden Papaz 'ı, Maggie Q ise onun ekibindeki savaşçılardan birini canlandıracak...

 Suikastçi olarak yetiştirilip daha sonra onlara karşı mücadele eden hikayeleri konu alan filmleri hep sevmişimdir. Yıllar önce izlediğim "Ölüm Melekleri" gibi... Nikita da onlardan birisi...
Konu: Dizinin konusuna gelirsek: Nikita sorunlu bir genç kızken geçirdiği ölümcül bir olaydan gizli servis tarafından kurtarılır. Ajans ona hayatında ülkesine hizmet ederek kazanacağı ikinci bir şans vereceğini söyleyerek kandırır. Nikita’ya söylemedikleri şey ona casus-suikastçı olarak eğitim verdikleridir. Nikita en çok güvendiği insan tarafından ihanete uğramış ve hayalleri yıkılmıştır.
 
Resimler ve konu bilgisi Divxplanet'ten alınmıştır.

14 Mayıs 2011 Cumartesi

Oriflame: Power Shine Parlatıcılar


Oriflame'in yeni çıkardığı Power Shine parlatıcıları blogumda duyurmuş ve şurada alışverişimden bahsetmiştim. 5 renk seçeneği bulunan seriden Soft Pink, Soft Coral ve Trendy Berry'i seçip kuzenime siparişini vermiştim.

Bu parlatıcılar hakkındaki ilk düşüncem isminin hakkını verdiği oldu... Işıl ışıllar... Dudağınıza uygularken fırçada kayıp gidiyor ve tek kat yeterli oluyor. Ancak eğer katalogu incelediyseniz oradaki gibi çok frapan bir görüntü çıkmıyor ortaya. Günlük makyajlarda da gayet rahat kullanılabilir. Yarı opak bir yapıları var.  


Bu parlatıcılar yapış yapış değil. Sürdüğünüz anda farkı görüyorsunuz zaten... Belki garip gelebilir ama nedense salatalık gibi koktuğunu fark ettim. Ya da meyvemsi de diyebiliriz. Bu kötü mü? Kesinlikle değil. Ağır bir parfüm veya plastik kokmasından çok daha iyidir.

Nedense aplikatörünün plastik olmasına takıldım. Çok rahat kullanmama rağmen sanki her an düşecekmiş gibi hissediyorum. Onun yerine sanırım sünger ya da gerçek fırça kullanılsa çok daha güzel olabilirmiş. Fiyat olarak ben tanıtım kampanyasından yararlanıp tanesini 9.90 TL'ye almıştım. Eh parlatıcılarından sonra kendime not: Tizz zamanda rujlarında siparişini vermeliyim.

13 Mayıs 2011 Cuma

Peri Kutusu: OPI Mermaid's Tears

Opi'nin yeni çıkardığı koleksiyonu Pirates of The Caribbean'ı daha önceden duyurmuştum. Mermaid's Tears'a taa o zamandan göz koymuştum. Birçok kişi diğer yeşil-gri renk olan Stranger Tides'ı daha çok beğense de benim favorim Mermaid's Tears... Bakalım belki Gittigidiyor'daki satıcılara getirttirebilirim. Ojenin nasıl göründüğünü görmek için tıklayın!

11 Mayıs 2011 Çarşamba

Alexander Skarsgard: "True Blood" 4. Sezon Promo


True Blood'un 4. sezon promosundan sonra Alexander Skarsgard görüntüleri...

Sizce de bu adam günlük hayatta mı yoksa Eric karakterine büründüğünde mi daha yakışıklı? Cevaplayın gitsin!



Resimler: Just Jared

10 Mayıs 2011 Salı

Pastel: Tırnak Eti Yumuşatıcı Kalem


Şurada Pastel alışverişimden bahsetmiştim. Bu ürünü alarak hayatımı kolaylaştırmışım haberim yok. Daha önce almadığıma pişmanım.

Pastel'in sitesindeki ürünle ilgili açıklama şu:

İçerdiği A ve E vitaminleri ile kuru, sertleşmiş tırnak etinizi nemlendirerek, tırnak etini beslemeye destek olur. Tırnak etlerini kalemin özel ucu sayesinde geri iterek tırnakların her an manikür görümüne ulaşmasını sağlar.

Bir itirafta bulunmalıyım ki bu yaşa geldim hala tırnak etlerimle oynarım. Hele tırnaklarım biraz uzunsa ve bir şeye sinirlenirsem acısını tırnak etlerim çeker. Bazı resimlerde tırnak etlerimin kötü görünmesinin sebebi bu... O yüzden kırk yılda bir manikür yaptırdığım olmuştur. Ancak hijyen koşulları nedeniyle kuaföre hep ayaklarımı sürüyerek giderdim.


Bu ürünü duştan sonra, tırnak etlerimin en yumuşak olduğu zamanda kullanıyorum. Haftada iki gün dizi izlerken bununla uğraşıyorum. Ucunu tırnak diplerime doğru hafifçe bastırarak uyguluyorum. İlk sefer sanki pek bir değişiklik yok gibi görünüyor ancak zamanla tırnak etlerinizin manikür yapılmış gibi göründüğünü fark ediyorsunuz. Tırnak diplerinde yığılma yapmıyor. En önemlisi içindeki A ve E vitamini sayesinde sağlıklı bir görüntüye sahip oluyorsunuz.


Bu tarz kelem şeklinde ELF'in ve Body Shop'un bir ürünü bulunuyor. Elf'in fiyatı daha uygun. Pastel'in ki ise orta karar diyelim. Uzun süre kullanacağımı düşünüyorum şahsen...

Bir de yeni aldığım ojelerle aile fotoğrafı çektim. Yakında bu ojelerin fotoğraflarını da burada göreceksiniz.

Siz bu tarz ürünler hiç kullandınız mı? Önerileriniz nedir?

8 Mayıs 2011 Pazar

Çöl Çiçeği: "Somali Çölü'nden New York Podyumlarına Bir Hayat"


Liseye giderken konusunu arkadaşımdan öğrendiğim ancak adını bilmediğim bir kitaptı "Çöl Çiçeği"... Hep aklımın bir köşesindeydi ancak gittiğim kitapçılarda izine raslayamadım. İnternetten bulup, idefix'ten aldığım gün ne kadar sevindiğimi anlatamam.

Kitapta model Waris Dirie'nin gerçek hayat hikayesi anlatılıyor. Öyle bir hayat ki çölün ortasındaki çobanlık yaşamından, önce Londra daha sonra New York'a uzanıyor. Bazen kitapların arkasında ya da önsözlerinde gerçek bir hayat hikayesi, zorluklarla mücadele, yokluktan bugüne gibi yazılar görürüz. İnanın bana, çoğu benim için abartı kelimelerden ibarettir. Ancak bu kitabı okuyup bitirdiğimde kapağına ne yazarsanız yazın hepsinin doğru olduğuna dair altına imzamı atabilirim.  

Waris Dirie, Somalili bir ailenin 12 çocuğundan birisi... Diğer birçok Somalili kız gibi 5 yaşında sünnet edilmiş. 12 yaşındayken, babası onu 60 yaşlarındaki yaşlı bir adamla evlendirmek isteyince evinden kaçıp, önce birkaç akrabasında, daha sonra Londra'daki teyzesinin yanında almış soluğu...

Londra'da bir fotoğrafçının onu keşfetmesiyle soluğu moda dünyasında alan Dirie, bir süre sonra New York'tan Milano podyumlarına, defilelerin aranan isimlerinden birisi olmuş... 

1998 Yılın Kadını seçilmiş ve Birleşmiş Milletler temsilcisi olmuş. Kendi hayatını anlattığı kitabı "Çöl Çiçeği" dünya çapında satış rekorları kırmış. Bendeki kitap 17. basım olarak görünüyor ki Türkiye gibi kitap okuma oranının az olduğu bir ülkede çok iyi bir satış rakamı elde etmiş.

Podyum ışıklarına rağmen Waris çoğu zaman Somali'deki basit yaşamına özlem duyuyor. Ülkesini, ailesini ve geride bıraktığını düşündüğü onca şey zaman zaman onu rahatsız etse de onun kaderinin çok daha farklı, daha kutsal bir şey için farklı olduğunu biliyor. Nitekim en azından bu kitabı yazıp yayınlayarak kendi kadınlarının sözcüsü oluyor. Seslerini duyuruyor.

Waris'in hayatı öyle güllük gülistanlık değil ne yazık ki... Özellikle Somalili kadınların neler yaşadığıyla ilgili çok yerinde tespitleri var. Günlük hayat resmen onların omuzlarının üzerinde...  

Bilmeyenler için kızlarda sünnet olayı Somali'de çok yaygın... Klitorisin kesilmesiyle yapılıyor ve çoğu zaman sünnet edilen kız ya kan kaybından ya da enfeksiyon kaparak ölüyor. İlkel koşullarda yapılan bu operasyon resmen cinayetten farksız. Erkeklerin evlenmek için bakire kız araması nedeniyle kızlar ailesinin de zoruyla sünnet ettiriliyor.  

Tavsiye eder miyim? Kesinlikle ederim. Alın, okuyun ve ne demek istediğimi siz de anlayın.

L'oreal: Volume Million Lashes Rimel


L'oreal ürünlerinin yurtdışı fiyatlarıyla buradaki arasındaki uçurumu bilenleriniz vardır. Kargoyla yaklaşık 10 dolara alacağınız bu rimel buradaki kozmetik dükkanlarında 45 TL'ye satılıyor. O nedenle kampanyalar dışında pek gidip aldığım olmaz.

L'oreal'in yeni çıkardığı rimellerden olan Lash Architect'in fırçasını incelemek için standına yaklaştığımda bu rimelin kampanyada olduğunu görmüştüm. Göz temizleyicisini yanında ücretsiz veriyorlardı. Fena bir teklif değildi benim için. Ben de hemen attım çantama...


Fırçası çok esnek... Kullanımı oldukça rahat... Kirpikleri tek tek ayırıyor ki benim rimelde aradığım ilk özellik budur. Kıvamı oldukça iyi... Ne çok cıvık ne de 2-3. katları geçerken sizi zorlayacak kadar katı. Tam yerinde... Gün boyu tazeleyebiliyorsunuz. Kokusu da insanı rahatsız etmiyor.

Benim kirpiklerimde verdiği uzunluk hoşuma gitti ancak dolgunluk bakımından çok beklentiniz olmasın. 3 katta sonuç fena değil ancak kendi açımdan konuşmam gerekirse gözlüklerime çarpan yelpaze gibi kirpikleri pek tercih etmiyorum. Dolgun olsun uzunluk o kadar önemli değil.


Benim en sevdiğim yönü ışıl ışıl kutusu oldu. Elimden düşürmek istemiyorum. Onun dışında benim kirpiklerim çok asi değildir. Hafif bir kıvırma özelliği de var ama sizin kirpik yapınız buna izin vermiyorsa kıvırma gibi bir özellik beklemeyin.


Son olarak söylemek istediğim Eva Hanım'a gezegen üzerindeki bütün kirpikleri takıyorlar ama biz o numaraları yemiyoruz ne yazık ki... Öyle bir görüntü için zibilyon tane kirpiğimiz olması lazım ki onu da göz kapaklarımız taşıyamaz. Firmalar ne yazık ki bazen hayal güçlerinin sınırlarını zorluyor.

7 Mayıs 2011 Cumartesi

Ay Savaşçısı Vs. Babydoll


Sucker Punch'ı izlediğimde başroldeki kahramanımız Babydoll'ün Ay Savaşçısı'na ne kadar çok benzediğini fark etmiştim. Hatta film hakkındaki yorumumda da kısaca sözü geçmişti. Bakalım Zack Synder Babydoll'ü yaratırken kimden esinlenmiş?

1- Ay Savaşçısı iki yandan ayırdığı sarı saçları ve okul kıyafetli haliyle çok sevilmişti. Babydoll'un savaş kıyafeti ve ortadan ayırıp bağlanan saçları neredeyse Usagi'yle aynı... Mini pileli etek, fularlı bluz, uzun çizme gibi duran çoraplar da cabası...

2- Usagi 5 kişilik gezegen savaşçılarının başı durumundaydı. Babydoll'ün de ona yardımcı olan 4 arkadaşı var ve Babydoll'ün planlarına uyuyorlar.

3- Ay Savaşçısı da Babydoll de kendilerinden kat kat güçlü ve büyük canavarlarla savaşıyorlar. Her seferinde de düşmanları ne kadar kalabalık olursa olsun kazanıyorlar.

4- İkisi içinde yer çekimi sorun değil. Oldukları yerden 10 metre yükselerek düşmanlarını öldürüyor ya da ellerinden kurtuluyorlar.

5- Dayanıklıkları da ayrı mesele... Ay Savaşçısı ne kadar işkencelere maruz kalsa da bir şekilde canavarları alt ediyor. Babydoll içinde aynı şey geçerli..

6- Usagi'nin arada sırada Rei'n görev yaptığı tapınağa gittiğini biliyoruz. Babydoll'un samurayları yendiği sahne, uçuşan kargalar animeden alıntı olduğunun kanıtıydı.

7- Usagi gerektiğinde tacını ya da resimde görülen silahını kullanırdı. Babydoll'de yakın dövüşlerde kılıcını, uzun mesafede tabancasını kullanıyor. 

Peki sizce ben mi abartıyorum yoksa Babydoll Ay Savaşçısı'nın silik bir kopyası mı?

6 Mayıs 2011 Cuma

Flormar Nail Enamel 103 + 393


Flormar'ın 103 numaralı bu yanar döner pembe ojesinden lise döneminde birkaç şişe bitirmiştim. Artık o dönemde ne kadar bıktıysam bir daha alıp kullanmamıştım. Geçenlerde elim gitti ve aldığım bol simli parlatıcıyla denemek istedim.

393 nolu oje parlatıcının içine atılmış mavi, kırmızı ve gümüş simlerden oluşuyor. Ancak simler çok büyük değil. Bu yüzden karışık bir görüntü oluştuğunu itiraf etmeliyim.

Resimlerde 1 kat Kalyon + 1 kat 103 + 2 kat 393 bulunuyor. Top Coat kullanmadım. Aslında 393 biraz yarılanınca içine yanar döner bir lilayı koyup denemek istiyorum. Belki OPI'nin özel koleksiyon ojeleri gibi bir şey elde edebilirim. :)



5 Mayıs 2011 Perşembe

Peri Kutusu: Hoşçakal Mayumi, Only You, Elf Lip Balm


Erdal Güven'in birkaç kitabını okuyup yorumlamıştım. Ardından Yumi İstanbul'da Bir Geyşa adlı kitabına başlamıştım ki aslında kitabın Hoşçakal Mayumi adlı kitabının devamı olduğunu fark ettim. Elbette onu okumadan ikinciye başlamanın bir anlamı olmayacaktı.

Konu: Ertuğrul firkateyni, Sultan Abdülhamid'in hediyelerini ve dostluk mesajını Japon İmparatoru'na götürdükten sonra dönüş yolunda batan; misyonuyla değil de, batışıyla, şehit Türk askerleriyle efsaneleşmiş bir gemi...

Yazar, romanında Ertuğrul'un hüzünlü öyküsünün yanı sıra, gemi personelinden Teğmen Nureddin ile Geyşa Mayumi arasında Japonya'da filizlenen aşkı da anlatıyor. Romanda ayrıca, Japon kültürü, geyşalık olgusu ve dönemin İstanbulu, zengin ayrıntılarla işleniyor.




Bu filmi izlediğimde çok küçüktüm. Geçenlerde aklıma düştü. Bakalım bakış açımda değişme olmuş mu?

Konu: Faith, bir Ouija tahtasında kaderini öğrendiğinden beri, ruhunun eşini aramaktadır. Fakat bu kişi, evlenmek üzere olduğu adam değildir. Onun hakkında bildiği tek şey adıdır: Damon Bradley. Bu yüzden, küçük ipuçlarını birleştirerek İtalya'ya gelir ve hayatının aşkını aramaya başlar...

Bu sırada Peter ile tanışır. Peter için eş ruhu Faith'dr ve bunu öğrenmek için tarotlara ihtiyacı yoktur ama Faith için durum aynı değildir çünkü Peter'in ismi Damon değildir...


Elf ürünlerini sevdiğimi bilirsiniz. Yeni Spf 15 lip balmlarına vuruldum. Ancak lanet gümrük yasası nedeniyle satın almam mümkün görünmüyor. Bela okusam acaba yerini bulur mu? Sanırım bulur.

With the e.l.f. Conditioning Lip Balm, lips get treated to a sheer splash of color that’s super smooth, velvety soft and non-sticky. Not only are these sheer, natural shades beautiful, they’re also beneficial, with natural ingredients that condition dry, chapped lips including Vitamins A & E. SPF 15 to protect delicate lips against harmful sun
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...