2 Mayıs 2011 Pazartesi

Spartacus'un Talihsiz Güzeli Diana: Jessica Grace Smith


Her yapımda, bizi güldüren, eğlendiren karakterler olduğu kadar bizi ağlatan, kalbimizde bir yere dokunanlar da var. Spartacus: Gods of the Arena'nın, Diana'sı da öyle bir karakter işte...

Spartacus'u izleyenler bilirler. İzlemeyenler içinse belki gönüllerini çelip, onları da izletmeye teşvik edecek bilgiyi vermeyi bir borç bilirim. Bildiğiniz üzere Spartacus, Eski Roma'daki gladyatörler üzerine kurulu bir yapım olsa da her yönüyle dönemin siyasi, ekonomik ve günlük yaşamıyla ilgili bize bilgiler veriyor. Alt sınıfla, üst sınıfın arasındaki uçurumu ve arada kalanların neler yaşadığını etkileyici bir dille anlatıyor.

Kölelikte o dönemde oldukça yaygın... Parası olan herkes, pazardan mal alır gibi satın aldıkları köleleri her türlü amaçları için kullanıyorlar. Amaçtan kasıt efendisinin dilediği her şeyi köleler yapmak zorunda... Yoksa ya işkencelere maruz kalıyor ya öldürülüyor ya da çok daha farklı acılar çekeceği bir yere sürgün ediliyor.

Diana, Batiatus'un sahip olduğu ludusta yaşayan köle kızlardan sadece birisi. Ancak onu diğerlerinden ayıran en büyük özelliği -ki aslında tek önemli özelliği- dokunulmamış yani bakire kızlardan biri olması... Diğer kız da zaten ilk sezondan tanıdığımız Naevia... Naevia ve Diana çocukluklarını beraber geçiren, bu özellikleri sayesinde etraflarındaki kötülüklerden olabildiğince korunan iki genç kız... Etraflarında dönen dolaplardan habersizler... Özellikle Doctore'nin eşi Melitta onları bu konuda yeri geldiğince uyarıyor.


Bu kısım dizi hakkında ayrıntılı bilgi içerir...

Diana, ludusun yükselmesi için her şeyi yapabilecek olan sahibesinin isteği doğrultusunda, soylu bir adamın isteklerini yerine getirmek için seçilmişti. Ya onun başına gelecekti bu olay ya da en sevdiği arkadaşı Naevia'nın... Bu istekler öyle kolayca yerine getirilecek şeyler değildi elbette... Sanırım bir bayan için en zor ve en küçük düşürücü muameleye maruz kalmıştı Diana... Bir değil iki kişi tarafından tecavüze uğramıştı. Üstelik soylu adamın o sahnede söyledikleri işkencenin dozunu daha da artırıp, Diana'nın yaşadıklarının, yaşayacakları yanında hiçbir şey olmadığını açıklar gibiydi.

"Bu dünyada güzellikler ve çirkinlikler bir arada yaşar.

Tıpkı paranın iki yüzü gibi...

Tecrübe edilmesi ve asla unutulmaması gerekir. "

Diana'nın tek suçu güzel bir köle kız olmasıydı. Bunun ardından diğer soylu(!) insanların da zevki uğruna malzeme oldu. Naevia'ya söylediği "Bir sonraki yatacağım erkeğin canımı almasını diliyorum." sözü sanırım izleyen herkesin kalbine dokunmuştur.

Gannicus bir sahnede Melitta için "O bu hanede saflığın, merhametin, güzelliğin simgesiydi." demişti. Onu asıl hak eden, kocasını en yakın arkadaşıyla aldatan Melitta değil, Diana olmalıydı.
Diana dizinin yeni sezonunda görmek istediğim karakterlerden biriydi ancak ilk bölümden itibaren onun ya öleceğini ya da Naevia gibi sürgün edileceğini biliyordum. Nitekim ludustan kaçtığı için cezası ölüm oldu. Sanırım onun için ludustaki yaşam mı yoksa ölüm mü diye sorsanız sanırım cevabı çoktan hazırdı.

Diana'yı bu kadar sevmemin bir nedeni de karaktere hayat veren Jessica Grace Smith... Ne yazık ki kendisi hakkında pek fazla bilgiye sahip değiliz. Çok fazla projede yer almamış. Ancak geleceği parlak görünen oyunculardan... Yeni Zelandalı...

Smith'in fanları için bir Facebook sayfası var ve kendisi de sürekli bu sayfaya destek veriyor. Tatile gittiğinde çektirdiği resimleri, film çekimlerini buradan düzenli paylaşıyor.  Öyle ki French manikür yaptırdığında ellerini fotoğraflayarak hayranlarıyla paylaşacak kadar alçak gönüllü... Sorulan soruları da fırsat buldukça cevaplıyor. Türk hayranları da oldukça fazla...

Peki siz Diana'yı seven Spartacus'cülerden misiniz? Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...