16 Ağustos 2011 Salı

Türkiye'de İzleyici ve Okuyucu Olmak Zor!


Bu yazıyı nasıl yazmaya başlasam diye düşünmedim değil, çünkü birçok insanında benimle aynı sorunu paylaştığına inananıyorum. Sadece şunu söyleyebilirim ki yazma nedenim geçen sene yaşadığım bir olayı hatırlamam...

Malum True Blood'un 4. sezonu yayına girdi. Pek öyle çıtır bir dizi olduğunu söyleyemem ki izleyenlerde beni destekleyecektir. Arkadaş grubuyla takıldığımız bir gün konu izlediğimiz dizilirden açıldı. Kimi "Supernatural'i yeni bitirdim.", kimi "Fringe'e başladım." dedi. Sıra bana gelince "True Blood'u izliyorum." demiştim. Nedense birkaç arkadaşın yüzü değişti ve biri "Kızım nasıl izliyorsun sen onu? Bildiğin porno..." gibi birşeyler saçmaladı. Tabi ben ona gereken cevabı orda vermiştim. Asıl sorun burada arkadaşımın yaptığı zevzeklik değil, Türkiye'de genel olarak insanların ne izlediğiyle, ne okuduğuyla ilgili bir yargılama durumunun söz konusu olması...

Blogumda da gördüğünüz üzere her telden çalan bir insanım. Beni öpücük sahnelerinin bile olmadığı, romantik el ele çiftlerin doldurduğu Uzak Doğu yapımlarını izlerken ya da True Blood, Spartacus gibi her izleyicinin kaldıramadığı, hem şiddet hem de cinselliğin yoğun şekilde işlendiği yapımları yorumlarken de bulabilirsiniz. Bu yaşımda kimse gelip bana ne izleyip izlemeyeceğimi de söyleyemez zaten. Benim anlamadığım sanki böyle şeyler yasakmış ya da aman aman ayıpmış gibi lanse edilmeye çalışılması...

Ben bu yapımları insanların ellerine versem, eminim %95'i ilk fırsatta izleyeceklerdir. Hatta bir çoğunun izlemediği de ne malum. İş sadece televizyon, sinema, diziler açısından da bitmiyor...

Alacakaranlık, Sookie Steakhouse, Gece Evi gibi bir çok vampir kitabını okudum. Bunlardan en fazla şiddet ve cinsellik içereni ise Anita Blake serisi idi. Adları bile insana farklı şeyler çağrıştırıyor. Tabi ki bu da kişiden kişiye değişir. Eğer otobüste elinizde "Suçlu Zevkler" ya da "Kanlı Kemikler" adında üstelik, kapağını gecelikli bir bayan ve erkeğin süslediği bir kitap varsa o zaman sizden daha namussuz bir insan yoktur inanın. Böyle bir şey başıma gelmedi çok şükür ama gelmeyeceği anlamına da gelmez.

Sorun sadece bu kitaplarda değil. Sıkı bir Harry Potter hayranıyımdır. Eğer sizi bu kitapları okurken görseler o zamanda, "Yaşınızın kitabı mı bunlar?" olur. Bu saçmalıklara kadar okuyacak şeyler bulamamışsınızdır. Aklınız hala on yaşındaki çocuğunki gibidir. Ülke bunlara mı emanet edilecektir. Falan filan...

İşin özü ne okusanız ne izleseniz suçtur. Romantik filmler izlersiniz, çin çan çunlardan bıkmamış olursunuz, fantastik okursunuz, biraz gerçekçi olmanızı isterler. Ağır yapımlar izlersiniz, belki de dışarda bir yerde aslında, o yapımlardan daha kötü şeyler yapan insanlar vardır ama siz "sadece" izlediğiniz için sapık muamelesi görürsünüz.   

Son olarak tam bir film delisi olan amcama, Spartacus'u izlediğimi söylediğimde, bana bilmiş bir bakışla, başka bunun gibi dizi ve filmler getireceğini söyleyip gülmüştü. En azından etrafımda onun gibi anlayışlı insanların da var olduğunu bilmek güzel... Umarım bu yazıyı okuyanların etraflarında benim gibi manyaklar yoktur. 

Olmaması dileğiyle...  

2 yorum:

  1. yaşadığım şeylerin özeti olmuş bu yazı :/
    ve bana filmler getirecek bi amcamda yok :)
    şimdilerde yeni başladığım ve yine "cık cık"lanmalara maruz kaldığım bi diziyi tavsiye etmek istiyorum sana belki izlemişsindir ama...
    "Game of Thrones"
    dizi demek bile hafif kalıyor, her bölümü film gibi...daha yeni başladım ama izlediğim kadarıyla nacizane fikrim "mükemmel" olduğu...^^

    YanıtlaSil
  2. Yalnız olmadığımı biliyordum zaten Falsolu kul... Ne yazık ki böyle bir tutum içinde insanlarımız ama yapacak bir şey yok.

    Söz ettiğin diziyi duydum ama daha izlemeye fırsat bulamadım. Bu ara True Blood izliyorum ve fanfictiona daldım resmen ama listemde var kesinlikle... Teşekkürler önerin için...

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...