28 Aralık 2012 Cuma

Uluslararası İlişkiler IV {Avrupalı mı? Amerikalı mı?}




Hani bana soruyorsunuz ya "Peri, Amerika'da yaşıyorsun ama hiç Amerikalılar'la ilgili yaşadığın gariplikler yok mu?" diye. İşte bu yazı genel itibariyle Amerikalılar ile ilgili olacak. Ancak başlıktan da anlayacağınız üzere Avrupalılar da Peri'nin gazabına uğrayacak biraz. Umarım benim neden onlar hakkında pek yazmadığımı biraz olsun anlarsınız.

Genelde ben ülkeler ya da kültürler hakkında ciddi yazılar yazmayı sevmiyorum. Çünkü ciddi yazılar okumayı sevmiyorum. Okuduğum çoğu "ciddi" blog yazısını da daha yarıya gelmeden çat diye kapatıyorum. Çünkü o tarz yazılar her yerde var. Blogları tercih etmemin nedeni yazarların kendi espri anlayışlarını da araya sıkıştırmaları. İroniyi seviyorum. Yapacak bir şey yok. Ancak bu yazı diğerlerine göre daha ciddi bir yazı olsa da arada birkaç komik anımı da geçiştireceğim... Sıkılmamanızı ümit ederim.

"Eğitim cahilliği alır ama eşeklik baki kalır." derler. Ne kadar doğru bir söz olduğunu buraya geldiğimden beri daha iyi anlamış oldum. Bir söz vardır; Amerikalılar çok gerizekalı, aptal, hiçbir şeyden anlamayan insanlar diye... Eğer bana sorarsanız, söyleyeceğim "Hem katılıyorum hem de şiddetle karşı çıkıyorum." olurdu. Nedenini sırayla açıklayacağım. Sanırım bu ara fazla biriktim; o nedenle sizlere de bilgi olması amacıyla bu postu hazırladım. Sizi eğlendireceğim yazılarım da var elbette... Beklemede kalın...

Aslında ben genel olarak seviyorum Amerikalıları... Şimdi "Senin de bir dediğin, bir dediğini tutmuyor Peri. Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu..." demeyin. Bana kalırsa burnu havada, herkesi kendinden üstün gören bir Avrupalı'dansa, aslında hiçbir ülke hakkında bilgisi olmayan bir Amerikalı daha iyidir. En azından hiçbir ülkeye karşı ön yargısı yoktur adamın. Tek bildiği "Ben dünyanın süper gücü olan Amerika'nın vatandaşıyım." öngörüsüdür ki, bir yandan doğrudur. Hal böyle olunca ona bir şeyler aşılayıp, Türkiye hakkında bilgi vermek daha kolay olacaktır.




Bu Amerika'ya 3. gelişim... İlk iki seferde eğitim seviyesi gerçekten çok düşük insanlarla muhattap olmuştum. O nedenle bana sordukları saçma sapan sorulara -tabi ki karşımdaki insana göre- çoğu zaman gülerek ve sabırla cevap veriyordum. Eğer sinir olduğum bir insansa zaten sadece görmezden geliyordum. Buna bakıp da "Aman işte cahiller..." demeyin. Biz de yok mu sanki eğitimsiz insanlar... İstanbul'da, Japonya'daki depremden sonra eline mikrofonu alıp yoldan gelip geçenlere "Japonya nerede?" sorusunu yönelten spikere kaç kişi doğru cevap vermişti? Hatırlatırım... Ben de ilk gelişlerimde, işte toplumun bu kesimiyle muhattap olmuştum. O nedenle fazla sallamıyordum açıkçası... (Bunu sadece örnek olarak verdim. Altında bit yeniği aramayın.)

Bu son gelişimde durumlar çok çok farklı... İlk nedeni eğitim seviyesi en aşağı üniversite olan her milletten olan insanların arasındayım. Dahası hocalarım en azından masterını yapmış, birkaç ülke, kültür görmüş, üstelik işleri sebebiyle sürekli öğrencilerden ülkeleri hakkında bilgi sahibi olup kendilerini geliştirmeye yönelik şansları olan insanlar... Ancak diyorum ya, insanın kendisi at gözlükleri takmış olmasın, siz isterseniz gözünün içine sokun, yine de kendi görmek istediğini görecek ya da anlamak istediğini anlayacaktır.
 
Şu Avrupalı mevzusuna da bir deyineyim neden sevmiyorum onları... Buraya geldiğimden beri ya da daha önceden hiç aynı ortamda bulunmadım mı onlarla? Elbette bulundum. Hatta davet edildiğim birkaç partide, partiye gelenlerin yarısını Avrupalılar oluşturuyordu. Uzak Doğulular'ın zaten Avrupalı -özellikle Fransız ve İtalyan- fantazileri var. Bunu deneyimlerimden çok iyi bir şekilde öğrendim. Gittiğim partilerde adamlara şöyle bir dikkat ettim de zaten havada olan burunları, Uzak Doğulular'ın ilgisiyle Kaf Dağı'na varmış. Sanırsınız dünya onlar için dönüyor. Uzak Doğulu arkadaşlarım bana "Sen de Avrupalısın ama neden onlarla hiç birlikte takılmıyorsun?" diye soruyorlardı. (Evet bizi Avrupalı olarak görüyorlar genel olarak.) Ben de onlara "Çünkü onlar kendilerinden başkasını aşağıda görürler. Fark etmediniz mi?" diye cevap verirdim. Ne demek istediğimi anlayıp anlamadıklarını bilemiyorum gerçi. Sonuçta hayran oldukları bir şeyden vazgeçmeleri zor olsa gerek...
 
 
 
 
Avrupa hayalim olmadı hiç... Tamam, gidip görmeyi isterim ama "Off! Avrupa şöyle, orası başka bir dünya, Türkiye mi? Yok kalsın. " diyerek ülkemi aşığılayan, üstelik bunu gittiği her yerde yapan -sadece Türklerle birlikteyken yapsa bir derece anlayacağım-  Osmanlı'daki Jön Türkler'den bir farkı olmayan özenti, Avrupalı olmaya çalışan ama asla kabul görmeyeceği bir topluluğun içine girmeye kendini adamış tipleri görünce tek hissettiğim duygu acıma oluyor onlara karşı. Ben bu tipleri Starbucks'tan kahve alıp, instagramda "White Chocolate Mocham olmadan güne başlayamıyorum." şeklinde paylaşarak, entel olmaya çalışan tiplere benzetiyorum. Sanırsınız ki bunların köy kahvesinin yanında da Starbucks bir şube açmıştı. Te Allah'ım...
 
Bakın benim yazdığım makalelerimden birisi "Türkiye'nin Avrupa Birliği ve Orta Doğu İle İlişkisi" idi. Bu makaleyi hazırlarken o kadar çok veri inceledim ki başım dönmüştü resmen. Ancak benim için tek bir gerçeği, çok iyi bir şekilde okuduğum her makalede görmemi sağladı. "Türkler asla Avrupalı olmayacak. Olamayacak..." savundukları görüşler işte bu şekildeydi. Bu gizli bir bilgi de değil gerçi internette biraz dolanırsanız, üst düzey insanların röportajlarına, makalelerine ulaşabilirsiniz. Açıkçası AB kapısında bizi 50 yıldır bekletmeleri o kadar da umurumda değil, ben de biliyorum ülkemin çok da mükemmel olmadığını. Benim asıl sinir olduğum Avrupalılar'ın genel olarak Türkleri aşağılaması... Kusura bakmasın kimse ama tuvalet terbiyesini Osmanlı'dan öğrenmiş, kadın haklarını bizden sonra edinmiş ülkelerin gelip de bana medeniyet taslamasına ihtiyacım yok benim. Ha, Avrupa Özentisi Türkler'in varsa onu bilemeyeceğim. Onlardan biri değilim çünkü.   
 
Bu durum sadece bizim için de geçerli değil. Avrupa'da birkaç ülke görmüş Uzak Doğulu arkadaşlarımın da ırkçı muameleye maruz kaldığını öğrendim. Bunlardan en bilineni ise çekik gözlülere "Sarı Maymun" benzetmesi yaparak, soru sordukları halde çekip gitmeleri olmuş. Diyorum ya ben birini ya da bir şeyi sevmiyorsam birden fazla nedeni vardır. Tek değil...
 
Gerçi ben bunları yazdım diye bazıları tarafından topa tutulacağım, beğenilmeyecek, gerici, ırkçı, eğitimsiz olarak nitelendirileceğim -malumunuz Avrupa'yı aşağılarsanız alacağınız tepki bu oluyor hep nedense- ve büyük ihtimalle unfollow edileceğim ama açıkçası GERÇEKLER ACIDIR bebeğim ve ben bu blogda size her zaman ne gördüysem, ne yaşadıysam ve en önemlisi ne düşündüysem onu yazdım. . Ben de yalan yok... Beğenmeyen zaten yolu biliyor, ben bunları kimseye zorla okutmuyorum.     
 
 
 
Neyse Avrupalı dostlarımızı(!) bir kenara bıraktıktan sonra gelelim Amerikalılara... Ne yalan söyleyeyim tanıştığım en aptal insanlar Amerikalılar'dan çıktı diyemeyeceğim. Daha önceki yazılarımda bahsettiğim saçma sapan sorular soran, hadi soruları anladım -bilmiyordur normal olarak ve merak ediyordur- salak saçma yorumlar yapan üniversite mezunu, cahil Uzak Doğulular'ı gördükçe eğitim düzeyi düşük Amerikalılarla yaptığım konuşmalar bana çok seviyeli gelmişti.
 
Amerika'ya ilk gelişim... Çalıştığım yerin kendi yemek salonu var ve tüm çalışanlar burada yemeklerini yiyor. Bir gün öğle yemeğimi alırken bir aşçı tarafından soru yağmuruna tutuluyorum.
 
A: Nerelisin?
P: Türküm...
A: Rusça konuşabiliyorsun değil mi?
P. Hayır konuşamam.
A: Nasıl yani? Siz Türkler ülkenizde Rusça konuşmuyor musunuz?
P: !?!?!?!?!? Hayır, biz sadece Türkçe konuşuyoruz. Kendi dilimizi...
A:!?!?!?!?!?...
 
Adam herhalde bizi dağılan Sovyet Ülkeleri'nden biri zannetti. Ne diyelim öğrenmiş oldu bu vesileyle... 
 
 
Amerikalar genelde rahat insanlar... Zaten dünyanın bir ucunda olmaları nedeniyle genel itibari ile diğer ucunda olan bir ülkenin sorunları onları ilgilendiriyor gibi görünmüyor. Üstte paylaştığım resim geçen sene Amerika'da tartışmaya neden olan, Time'ın Avrupa ve Amerika kapaklarından oluşuyor. Tartışmanın nedeni ise, Avrupa kapaklarında önemli mevzuları işleyen Time'in, Amerika kapaklarında "ev işleri, okul seçme gibi..." basit konulara yer vermesi... Bu da Amerikalılar'ı o dönem fena kızdırmış. "Biz önemli mevzuları anlayamayacak kapasitede miyiz?" diyerek dergiyi protesto etmişlerdi... Bu da size bir örnek olsun.
 
Bir de Amerikalılar'ın coğrafya bilgisi sıfır... Biz Türkler'in çok kötü olduğumuzu söylerler ama yalan... Amerikalılar bize tur bindirir o konuda...
 
Yine ilk senemden bir anı... Yabancı olduğumu fark eden herkes aynı soruyu soruyor.
 
K: Hangi ülkeden geldin?
P: Türkiye'den...
K: Orası tam olarak nerede oluyor?
P: Yunanistan'ın doğusuda, Irak'ın kuzeyinde...
K: Aah! Uhmmm! Evet, Yunanistan'ı biliyorum sanırım.
P: Irak peki?
K: Yok hayır. O nerede bilemiyorum.
 
Irak örneğini bilerek vermemin nedeni, o dönemde savaşta olmaları sebebiyle, ülkenin nerede olduğunu bilmelerini düşünmemdi ama çok büyük bir yanılgıymış. Kime sorsam "Aaa, uuuu!!!" layıp bilmiyorum dedi. Bir gün burada hocalarımdan biriyle konuşurken ona dedim ki "Tamam, herkesin coğrafya bilgisi mükemmel olmak zorunda değil ama benim ülkem bir ülkeyle savaş halinde olsa, o ülke dünyanın öbür ucunda olsa da biliriz. İster üniversite mezunu olsun, ister eğitim seviyesi düşük birisi olsun... " Kendisi de kabul etmişti bu gerçeği...
 
Bu örnekte bahsi geçen aynı kişi bir gün bana "Kendini Avrupalı mı, yoksa daha çok Asyalı gibi mi hissediyorsun?" diye sormuştu. Ben de ona "İkisi de değil." demiştim. Benim açımdan doğrusu da buydu. Çünkü bir Avrupa'ya bakıyorum, ne benim çok önemsediğim aile bağı var, ne de değer yargıları... Bir de Asya'yla -özellikle Orta Doğu- karşılaştırıyorum, oradan da çok uzağız artık. Açıkçası Orta Doğu ülkelerine de benzetmek istemem güzel ülkemi... Neyse bu başka bir yazının konusu olsun.   
 
 
 
 
Amerikalılar genelde anlaşması kolay insanlar... Sohbet etmek isterseniz sizi geri çeviren pek olmaz. Hal böyle olunca bir partide, gittiğiniz bir barda tanıştığınız ya da en basitinden yolda adres sorduğunuz bir Amerikalı bile sizinle rahatça sohbet edebilir. Hatta biraz samimi olduğunuz bir Amerikalı sizinle rahatça ilişkileri ve aile hayatı hakkında bilgiler vererek sizi şaşırtabilir.
 
Bir gün ders arasında hocamla -yukarıda bahsi geçen kişiyle aynı değiller- hem makalem hakkında tartışıyoruz hem de sohbet ediyoruz. Aklıma nereden esti bilmiyorum aramızda şöyle bir sohbet geçti.
 
P: Evinizde beslediğiniz evcil hayvanınız var mı?
H: Hayır yok. Onun yerine oğlum var. Evcil hayvan olarak onu besliyoruz. Olur mu?
P: !?!?!?!
 
Bunun sonucunda gülme krizine girmiş ve bir beş dakika konuşamamıştım. Kendisiyle yaptığımız tek komik konuşmamız bundan da ibaret değildi.
 
P: Christmas'ta ne yapacaksınız? Tatile gidiyor musunuz bir yerlere?
H: Hayır! Çünkü kardeşim ve ailesi bize gelecek ve tüm aile olarak, hepimiz yerde uyuyacağız.  
 
Başka bir konuşmamız...
 
Beş-altı kişilik bir grupta sohbet ediyorsunuzdur. Muhabbet yaşlardan açılır ve hocanızın yaşıyla ailedekileri karşılaştırmaya başlarsınız. Size kaç doğumlu olduğunu söyler ve siz de kayışlar kopar.
 
 P: Yok, siz o yaşta olamazsınız. Benim büyük babam bile şu yıl doğumluydu.
H. Ne güzel işte! Ben bundan sonra senin büyük babanım.
P: !?!?!?!?!

 Bu konuşmadan sonra ben de kendisine ders dışındaki konuşmalarımızda şaka yollu hep bu şekilde hitap ettim. Gerçi sonra birlikte bir karar alıp bundan vazgeçtik. Başka bir sohbetimiz...

 P: Bir sorum vardı...
H: Yes Ma'am!
P: Ma'am?! Lütfen bana öyle seslenmeyin. (Evet, bu tabirden nefret ediyorum.)
H: Bundan hoşlanmıyor musun? O zaman sana Peri Hanım diyelim (Evet, burada Türkçe söyledi. Kendisinin Türkçe bilgisi de var az buçuk...)
P: Hayır! Hayır! Bu Ma'am'den daha beter...
H: Peki, o zaman neyi tercih edersin?
P: Bilmem. Belki Ms?
H: Peki, öyle olsun...
 
Amerikalılar'a kızıyorum, bazen sallamıyorum ama bugüne kadar tanıdığım en mükemmel insan da bir Amerikalı... Bunu iyiye mi yorarsınız, yoksa kötüye mi bilemem ama benim için de çok beklenmedik bir şeydi, kabul ediyorum. Önce kendisinden azıcık bahsedeyim. bu hocam bir profesör ve ömrünün belki de üçte birini Orta Doğu ülkelerinde geçirmiş. Türkiye'ye de gelmiş birkaç kez gezi amaçlı. Bütün bu artıların yanında tarih ve kültürlerle çok alakalı. Üstelik açık görüşlü ve anlayışlı bir insan olmanın da, kendisini çok ayrı bir yere koyduğunu söyleyebilirim. Kendisinden twitter hesabımda da sıkça bahsetmişimdir. Hatta bir ara manyaklık derecesine ulaşmıştım. O kadar yani ama bunun da bir çok sebebi vardı, diyorum ya ben bir şeyi yaparsam boş yere yapmam diye... 
 
Yukarıda bahsettiğim hocamla o kadar çok sohbetimiz geçti ki ciddi ya da şaka yollu... Ülke mevzuları, kültür farklılıkları hatta politik konular gibi ciddi meseleler dışında bana o kadar çok destek oldu ki... Bir dönem gerçekten benim için çok zorlu geçmişti. Derslerimden istediğim notları alamamış, üstüne üstlük özel birkaç mevzuda problemler yaşamıştım. Yüzümden, deyim yerindeyse bir bakışımdan anlıyordu kendisi yine bir şeylerin ters gittiğini... Yeri geldi dinledi beni, yeri geldi öğüt verdi, yeri geldi şakalar yapıp keyfimi yerine getirdi. O nedenle ben kendisini çok, çok özel bir yere koydum kendi gözümde... Bir daha onun gibi biriyle tanışır mıyım bilmiyorum. Açıkçası çok zor beğenen biri olduğum için, hala nasıl gözümde bu kadar çok yüksek bir yere koydum onu, bazen ben de şaşırıyorum.  
 
P: Bizim evde çok ünlüsünüz. Ev arkadaşlarımın hepsi sizi biliyor.
H: Gerçekten mi?
P: Evet, sürekli sizden bahsediyorum da ondan...
H: İyi bir şey mi, yoksa kötü mü? Tam olarak çözemedim.
P: Şöyle anlatayım. Birisi 'Sizin benim koruyucuma dönüştüğünüzü' düşünüyor. Diğeri ise 'Benim artık bir çeşit sizin sapığınız olduğumu' söylüyor.
H: !?!?!?!
 
Bunu söyledikten sonra kendisi öyle bir kahkaha atmıştı ki hala kulaklarımda... En azından ev arkadaşımından farklı olarak bunun iyi bir şey olduğunu düşünüyor ...
 
Aslında böyle bir yazı tasarlamamıştım aklımda ama bilgisayarın başına geçince klavyemden neler aktaracağımı bazen kestiremiyorum. Bir bakmışım aslında beklediğimden çok farklı bir post çıkıvermiş karşıma... Ne diyeyim? Umarım keyif alarak okumuşsunuzdur. Belki de sinir olarak... Yorumlarda belirtirseniz ben de çözmüş olurum.
 
Keyifli hafta sonları... ♥
 
 Resimler alıntıdır...

23 yorum:

  1. Keyifle okudum, çok hoş bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  2. Ben yazını genel olarak beğendim. Özellikle ikinci karikatür 'ben Amerikan vatandaşıyım!' güzeldi. Yazılarının devamını bekliyorum. Bizi terörist olarak görmediklerine sevindim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkür ederim. Terörist olarak pek görülmüyoruz ama müslüman olduğunu söylediğinde garip sorular alabiliyorsunuz...

      Sil
  3. Başlığa hemen cevap vereyim; kesinlikle Amerikalılar! Irkçı, kendisini tüm ırklardan üstün gören, medeniyetin beşiği olduğunu iddia ederken dünya hakkında en az Amerikalılar kadar cahil olan Avrupalılardan ve kibirli tavırlarından hoşlanmıyorum. Şiştim vallaha yazının başlarında :D Gidip ben de Avrupalılara söven bir yazı yazayım.

    p.s: Uluslararası ilişkiler yazılarını artırmanı haftada en az bir tane yazmanı rica edeceğim yine yeni yeniden :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol Guzzicim... Valla Girls against Europe diyesim var. :D Yazının başları biraz sinir bozucu ama sonlardan keyif almışsındır umarım. :D

      Yazıları artırmaya çalışıyorum bacım ama kolay değil ki bu mevzulardan bahsetmek. Kozmetik değil ki meret bir saatte yazıp atayım. Malzeme lazım ilk olarak. XD

      Sil
    2. Aslında Amerikalıların olduğu yerde malzeme bulmak kolay :D Gerçi sen benim gibi sokakta orda burda değil okulda tanışıp muhatap olduğun için nispeten daha az komik(?) insanlar olabilir çevrendekiler. Benim tanıdıklarım trash tabir edebileceğimiz insanlar olduğu için her muhabbette bir yazılık malzeme çıkıyordu :D bkz. Amerikalı askerleri ve yurtdışında öğretmenlik yapanları seviyorum XD

      Sil
    3. Guzzi o Amerikalı öğretmenler zaten her ülkede senin dediğin şekilde Amerika haricinde tabi ki... Benimkilerin eğitim seviyesi gayet yüksekti ve ben de biraz patavatsız ve baskın bir karakter olduğum için benimle tartışmaya pek girmiyorlardı. Dediğim gibi ağız payı vermeyi severim. XD

      Sil
  4. Biz Avrasyalıyız aslında biraz ondan, biraz bundan. Özellikle Kuzey Avrupalıların kendilerini dünyanın 8. harikası zannettiklerini çok duydum. Yalan yanlış kulaktan dolma bilgilerle bizi eleştirmeye kalktıklarına. Hiç yurt dışına çıkmadın o yüzden bilemiyorum. Ama sana inanıyorum sadece Avrupanın meselaya Koreye nazaran daha gezip görülesi olduğunu düşünüyorum hepsi o. Eminim Avrupalıların içinde de iyi-kültürlü-akıllı insanlar vardır. Ama nerededirler bilmem :) Ellerine sağlık. Profesore selamlar :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. La Fea ben de genelde Akdeniz insanı ya da kültürü benzetmesini yaparım ki bence en doğrusu bu gibime geliyor. Avrasya da doğru bir mantık elbette... Valla o eleştirmeye kalkanlara rasladığım an alıyorlardı ağızlarının payını... Arupa tarih bakımından ülkemiz gibi çok zengin benim görmek istediğim yanı da bu zaten. Onun dışında medeniyet olarak çok da ileride olduklarını söyleyemeyeceğim.

      Sil
  5. önyargılı olmak kötü ama yinede insan olarak bişeyleri kategorize etmeyi ve onun doğrultusunda hareket etmeyi seviyoruz sanırım..
    halbuki herkes ayrı bi dünya..senin verdiğin örneklerdeki gibi kimisi insanı bezdirirken kimisi bütün olumsuz düşüncelerden kurtulmanı da sağlayabiliyo..
    değişiğiz vesselam.. :D
    bu arada yazını zevkle okudum peri ,çok eğlenceli bi yazı olmuş gerçekten..^__^

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler fndk... Bunlar zaten benim deneyimlerim... Ben size demiyorum ki siz de buna göre hareket edin ama genel kanı bu olsa gerek...

      Sil
  6. haklı oldugun durumlar var elbet ama ben yine de kurunun yanında yaşı da yakamam,
    italyaya ilk gittiğim gün deli gibi bi adres arıyorum, belki 5 kişiye sordum agız burun kıvırdı,ama biri çıktı ki elinden geldiğince güler yüzde yardımcı oldu :)
    ulusa mal etmeyi sevmiyorum davranışları ve elimden geldğince yapmamaya gayret ediyorum
    Irkla değilde insanlıkla alakalı bazı seyler,sonucta bi italyanın yaptıgı hareketten ; italyanlar şöyle böyle dersek ya da amerikalı vs ,ne biliyim vicdanımla çelişiyorum :(
    anladın sen benii ;) çok öptüm dikkat et kendine !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Nakedcim ben de zaten hepsini koymuyorum bir araya ama genel olarak gördüğüm bu... Elbette her milletin kendine göre iyileri kötüleri var ama ben insanların zihinlerindeki zincirleri kırmadıklarından şikayetçiyim. Daha önce hiç Türk'le karşılaşmamış biri gelip bana aşağılayıcı şekilde konuşuyorsa ben onun ağzının payını veririm ki verdim de... Ha bundan sonra Türkler'i kötülerse de en azından bir nedeni olmuş olur.

      Senin örneğinde buna bir örnek aslında... Ben burada kime sorsam yırtınarak bana yardımcı olmaya çalışıyor ki bunu sen de çok iyi biliyorsun. Sen de dikkat et kendine canımcım...

      Sil
  7. devamı gelsin bu yazıların please
    kanun işleyişi trafik sokak yaşam sanat hepsini hepsi :)

    YanıtlaSil
  8. zevkle okudumm :) Amerikada kalan zamanlarında doğru dürüst Avrupalılarla (diğerleri de tabi) karşılaşırsın da onlarla ilgili de güzel anıların olur umarım.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Onu ben de ümit ediyorum. Karşıma şöyle onlar hakkındaki ön yargılarımı değiştirecek birileri çıksa keşke...

      Sil
  9. Yazının bir çok yerinde kesinlikle aynı düşünüyoruz dedim :D
    Ege'li olmam suretiyle kendime Akdeniz insanı derim genelde, zaten bir çok açıdan da öyleyim ^^ Ama Avrupalı mı yoksa Amerikalı mı dersen her zaman Amerikalıyı seçmeyebilirim.. Avrupa'da ülkeden ülkeye çok fazla fark ediyor ve tabi kişiden kişiye de... Neyse, zaten yazını ne amaçla yazdığını biliyorum ben ;))
    Kendine oralarda çoook dikkat et.. Böyle yazıları bekliyorum daha :*

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sağol j.d... Ben de şöyle fikirlerimi değiştirecek bir Avrupalı çıksa diyorum ama yok ki... Ne kadar şans versem de olmuyor ki ben acayip eğlenceli ve konuşkan bir tipimdir. O nedenle buraya geldiğimden beri katıldığım her ortamda bir şekilde sevildim ama yok Avrupalılar beni kesmiyor...

      Sil
  10. Ben severek okuyanlardanım:) Ne Amerikalılarla ne de Avrupalılarla hiç tanışmadığım daha ayrıntılı bir yorum yapamam ama genel olarak düşüncelerine katılıyorum ayrıca sıkıcı bir yazı değildi bence, bence yani başkalarını bilemem:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler LoverK... Ben farklı kültürlere karşı ön yargılı biri değilim ama tecrübelerde insana bazı şeyleri öğretiyor. Yapacak bir şey yok. Böyle olmasa keşke demekten başka...

      Sil
  11. Ben biraz önyargılı yazdığını düşünüyorum yazını. Anladığım kadarıyla genelde Amerika'da bulunmuşsun? Benim de Avrupa'da çok uzun süreler kaldığım söylenemese de burun kalkıklığını daha çok Fransızlarda gördüm. Ama şöyle söyleyeyim, önce yargılamak lazım birini aşağılamak için. Avrupa'da insanlar birbirini yargılamaz, bu yüzden diğerini daha aşağı görmez. Ama kurallara vs saçmalık derecesinde bağlı oluyorlar ki bizim gibi onları yok sayan milletlere ters tabii. Avrupalıların soğuklukları hep biraz mesafeli insanlar oldukları için olsa gerek, ama bunun kendilerini üstün görmelerinden olduğunu sanmıyorum. Aslında düşünceli, kibarlar genelde. Hatta ben soğuk olduklarını bile düşünmüyorum, Türklerden daha çok gülümsüyorlar. Amerikalıların o hiçbir şeyi umursamaması bana daha itici geliyor. Ama çok fazla arkadaşlığım olmadı onlarla, o yüzden yanlış olur yorum yapmam.

    Ha ayrıca, kadın hakları bize "verildi", onlar ise "aldılar". İster önce, ister sonra olsun, bu büyük bir fark. İşte bu yüzden bizim meclisimizdeki kadın sayısıyla onların meclisindeki kadın sayısı farklılık gösteriyor.

    Avrupalıları savundum gibi oldu ama sanki azıcık haksızlık ettiğini düşündüğümden sadece. Kimsenin bir diğerinden üstün ya da daha iyi olduğunu düşünmüyorum.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...