19 Aralık 2012 Çarşamba

San Francisco - Volume III



San Francisco gezimize bir süre ara vermiştim. Zaten bu yazımda serinin sonuncusu... Bundan sonra bu geziyle alakalı bir post daha atmayı düşünüyorum. O da yol üzerinde durakladığımız yerlerle alakalı...

San Francisco'ya gitmişken Golden Gate Köprüsü'ne uğramazsak olmazdı. Gerçi hava muhalefeti nedeniyle köprünün yarısını göremedik ama olsun. Sonuç olarak birkaç resim çekmeyi başardım.



Başka ünlü bir durak olan Fisherman's Wharf'a mutlaka uğrayın. Benim yengeçle aram yok ama bizim Konya'nın ünlü çorbası gibi altı ekmekten oluşan bir yengeç çorbası servis ediliyor burada. Mekan bana biraz da İstanbul-Eminönü'nü hatırlattı. Bizim ekmek arası balık yapan satıcılar falan... Bu nedenle San Francisco bana bir yönüyle İstanbul'u anımsattı ama onun yanına yaklaşamaz tabi ki...




Bir de bu dükkan vardı limanda. Millet önünde bir kalabalık oluşturmuş sanırsınız ki bedava bir şey dağıtılıyor. Biz de meraklanmıştık değişik bir şey göreceğiz diye... Meğersem bizim mantıcılardaki gibi birkaç kadın geçmiş tezgahın başına ekmek yapıyorlar. Ohooo dedim ben bunları kendi memleketimde her gün görüyorum. Siz bakın anacım bana eyvallah deyip ayrıldım mekandan...




Bu savaş gemisi de İkinci Dünya Savaşı'ndan kalmış. Kaybettikleri askerlerin resimlerini falan koymuşlar. Turistler resim falan çekiyorlardı. Benim Çinli arkadaşlarda "Bu kadar mı asker kaybetmişler? Püfff!" şeklinde söyleniyorlardı. Haklılar tabi...




Son olarak şov yapan akrobatlar... Baya merak uyandırdıkları kesin... Uğrayacağımız bir sürü yer olduğu için biz durup izlemedik ama şu görüntüyü yakalamayı başardım.

Ssan Francisco gezisi umduğumdan daha güzel geçmişti. Her ne kadar Çince konuşmalar sırasında biraz sıkılsam da fotoğraf çek, etrafı incele derken zaman nasıl geçti anlamamıştım. Umarım siz de bir gün bu şehri görme fırsatı bulursunuz. Benim gezdiğim büyük şehirler arasında -New York, Los Angeles, Boston- en sevdiğim San Francisco oldu. Ne diyelim? Darısı diğer görmediğim şehirlerin başına...

6 yorum:

  1. Amerikalılar asker kaybediyorlar da sanki ülkelerini korurken kaybediyorlar. Böyle anlarda kendiniz kaşınmışsınız arkadaşım sızlanmayın diyesim geliyor ama insan hayatı değerli her şekilde diye kendimi iyi yola yöneltmeye çalışıyorum. Yoksa zorlamasam başka hiçbir şey olamadığı için ya da sadece vahşetten hoşlandığı için asker olmuş demokrasi dağıtıcıların ebedi göçü beni pek de yaralamıyor...

    Daha sık yazmalısın desem işe yarar mı? :P Hadi ama Peri! Amerika'dasın. Her gün bin tane malzeme çıkıyordur XD

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Valla canımcım ne zaman böyle bir tartışma ortamı olsa yapıştırıyorum cevabı. Hatta bunu en fazla tartıştığım kişi ise burada sevdiğim belki de tek Amerikalı olan profesörüm... Kendisi de bu durumu kabul ettiği için anlaşıp gidiyoruz.

      Yazıları bu ara artırabilirim. Söz vermiyeyim ama üzerinde çalışacağım. XD

      Sil
  2. En kısa zaman da bende giderim umarım çok güzel anlatmışsın
    bana da beklerim http://fuchsiainfashion.blogspot.com/

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...