15 Mart 2015 Pazar

Kitap Yurdu Alışverişim


 
 



Söz konusu kitap alışverişlerimse birbirinden alakasız konulardaki yapıtlarla sepetimi doldurmam da üzerime yok. Bu alışverişim de onlara sadece bir örnek...

Kitap Yurdu'ndan birkaç kez alışveriş yapmıştım. Özellikle sahaflarda bulamadığım kitaplara, D&R, Nezih gibi kitapçılara büyük paralar verip almaktansa buradan sipariş verip hem indirimli sahip olup, hem de kapıma kadar gelmesini bekliyordum. Oh mis!

Bu arada Kitap Yurdu eskiden kitapları baloncuklu poşetlere sarıp gönderirdi, paketleme şekillerini değiştirmişler. Artık kitaplar için özel olan kalın kapaklı karton paketlere sarıp gönderiyorlar.

Gelelim aldıklarıma;

1984, George Orwell
Ateş Canına Yapışsın, Sezgin Kaymaz
Hayyam ve Rubaileri, Abdülbaki Gölpınarlı
Rüyanın Öte Yakası, Ursula K. Le Guin

1984 ve Rüyanın Öte Yakası distopik dalında kitaplar ve kendi dallarında birer kült olarak anılıyorlar.

Hayyam ve Rubaileri'ni zaten duymayan yoktur. İlginç bir okuma deneyimi olacak benim için.

İçlerinde konusu en ilginç olan ise elbette ki Ateş Canına Yapışsın. Ademoğulları'nı kandırmaya çalışan bir Şeytan değil de, cennette Şeytan'ı yoldan çıkarmaya çalışan insanı düşünün. Bize göre çok garip gelse de Sezgin Kaymaz kitaplarının konusuna aşina olduğum için şaşırmadım doğrusu...

Kitapları okudukça burada yorumlayacağım. Birbirinden bu kadar alakasız kitabı arka arkaya okumak ilginç bir deneyim olacak ama yapmadığım iş değil...

Hepinize iyi pazarlar...




 

8 Mart 2015 Pazar

Fahrenheit 451 ve Animal Farm

 
 



Oldum olası zorlama okutulan kitaplardan nefret etmişimdir. Bunlar da Los Angeles'a geldiğimde okumak zorunda olduğum ilk iki kitaptı. İki kitabın ana konusu da aynı aslında... Toplumun yöneticilerden değil, yönetenlerin toplumdan korkması gerektiğini savunan iki eser var karşımızda... Şu son günlerde yaşananlara ne kadar güzel birer örnek olduklarını söylemem gerekiyor.

Ben iki kitabı da edebi özelliklerine bakmazsak oldukça beğenmiştim. Malum bu kitapları İngilizce okudum ve benim gibi Türkçe okuduğu kitaplardan daha fazla zevk alan birisi iseniz açıkçası kendi dilimizde okumanızı tavsiye ederim. Öyle betimleme, tasvir gibi olaylar pek yok bu kitaplarda. Tam tersine ne kadar basit ve yalın bir anlatımı olduğunu okuyunca anlıyorsunuz.

Gelelim Fahrenheit 451'e... Kitapta, belirsiz bir zamanda kitaplara savaş açan ütopik bir dünyadan  bahsediliyor. Bizim itfaiyeci olarak bildiğimiz alev savaşçılarının görevi değişmiş ve yeni görevleri kitapları yok etmek olmuş. İnsanlar sadece evlerindeki televizyonlar ve resimli dergilerle eğlenebiliyorlar. Bu karmaşanın içinde Montag adlı bir itfaiyecinin tanıştığı küçük bir kızla nasıl kendini ve yaşadığı dünyayı sorgulamaya başladığını sonuçta aranan bir suçluya dönüştüğünü görüyoruz.

Kitabın isminin anlamı da kağıdın yanma sıcaklığı olan Fahrenheit 451'den geliyor. Bence çok yakışmış...





Fahrenheit 451 (1966)
 
Kitabın 1966 yılına ait bir de filmi var. Tabi filmde kitaptan farklı bir yol çizilmiş. Ben şahsen kitabı daha çok beğenmiştim.





Equilibrium (2002)

Christian Bale hayranları kesin bilirler bu filmi. Yine ütopik bir dünyada duyguları köreltilmiş insanlar, yakılan sanat eserleri, kitaplar, tarihi değerler... Filmde Fahrenheit 451'in dünyası temel alınmış ve daha kapsamlı şekilde anlatılmış. .



 
 
 
George Orwell'in bu kitabında komünist sisteme geçiş yapan Sovyetler Birliği'ne gönderme yapılmış aslında. Kitapta insan sahiplerinin baskılarından bıkan çiftlik hayvanları ayaklanır ve sahiplerini çiftlikten kovar. Sonra da tüm hayvanların eşit olduğuna dair bir bildiri yayınlayıp, kendi yönetimlerini kurarlar. Ancak zamanla içlerinden bazı hayvanlar diğerlerine egemenlik kurup, onların üzerinden rahat yaşamaya başlarlar. Kitabın ünlü sözü:
 
"Bütün hayvanlar eşittir ama bazı hayvanlar diğerlerinden daha eşittir... "
 
Günümüz Türkiye'sine ne kadar benziyor değil mi?

 
 
 
 



Animal Farm'ın çizgi film versiyonu var, hatta bir dönem bizim televizyonlarda da yayınlanmıştı. Ben beğendim açıkçası... Çizgi film ve animasyon seviyorsanız tavsiye ederim.

Bu kitapların ikisini de tavsiye ediyorum. Belki Türkçe çevirisi daha güzeldir.
 

3 Mart 2015 Salı

Baby-Faced Beauty: 30 Yaşını Aşmak Suç Mudur?

 
 
 



Kore dizilerine verdiğim araya Baby-Faced Beauty ile son vermiş bulunuyorum. Kore dizilerinde zaten artık hep komedi-dram ikilisi arasında gidip geliyoruz. Bu dizi de onlardan sadece biri...

Ben bu diziyi özellikle iş arayışı içinde olanlara öneriyorum. Çünkü Türkiye gibi Kore'de de işe eleman alırken saçma sapan kriterler sunuluyor. 30 yaşını aşmamış, bayan, fiziksel özellikleri düzgün v.s. gibi... Sıkıysa Amerika'da böyle bir şey yapsınlar... Ayrımcılık suçundan firmanın ne kadar para cezası ödeyeceğini varın siz düşünün.  

Baby-Faced Beauty 2011 yılına ait bir dizi ve 16 bölümden oluşuyor. Klasik bir aşk üçlüsü var dizide. Tabi zamanla o aşk üçlüsü değişiyor ve yerini başka elemanlara bırakıyor.



 
 
 
Esas kızımız... Aslında 30 küsur yaşında ama yaşını gizleyerek iş başvurusu yapıyor. Ancak işinde çok iyi ve bir anda yükseliveriyor.
 

 
 
 
Patron... Biraz soğuk bir tip ve berbat bir saç kesimi var. 15'lik delikanlılara yakışıyor ama sana pek gitmemiş bu model be patroncum.
 
 




Genel olarak Kore yapımlarında -Coffee Prince ve Protect The Boss gibi bazı diziler hariç- hemen hemen izlediğim her dizide tırnaklarını çıkarmış, cadı tipli kadın karakterimiz vardır. Bu dizide de var. Yapımın komedi yanına gölge düşüren, izleyeni sinirlendirip, dizinin bir an evvel bitmesini istediğimiz bu kadın karakter. İşte bu da o...




Esas oğlan... Esas kızla uğraştığı sahneler çok tatlı lan...  "Ben senden büyüğüm. Bana abi demelisin." dediği yerlere kopmuştum.






Her Kore dizisinde artık görmekten bıktığım tek sahne... Sarhoş kızı evine taşıyan esas oğlan... Allah muhafaza sarhoş olsam, bir erkek tarafından taşınmak istediğim son hal bile bu değildir. Ne kadar iğrenç bir görüntü yav... Hiç romantik değil...

Tavsiye eder miyim? İlerleyen bölümlerde kötü kadın ve esas kızımızın rekabeti kabak tadı verse de bence bir şans vermelisiniz. Ben eğlenerek izledim zira...


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...