25 Şubat 2011 Cuma

Şanghay Bebeği



Şanghay Bebeği, okuduğumda beni düşünmeye iten kitaplardan birisi... Bunun nedeni ne anlatım tarzı ne de kitabın içerdiği edebi özellik... Aksine o kadar yalın bir dille yazılmış ki kitap, insan bir on sayfadan sonra acaba gerçekten kitap mı okuyorum yoksa bir blogger düşüncelerini mi yazmış diye merak ediyor.

'Benim kuşağımın sesi olacak bir şey arıyordum. Yetmişli yıllarda doğan bizler ve bir önceki kuşak arasındaki uçurum, hiç bu kadar derin olmamıştı.'
-Wei Hui-


Aşkı ele alan doğal anlatımı ve saygısız bulunan biçemi nedeniyle Çin'de halkın önünde yakılan bu kitap, yaşamı büyük bir coşku ve sabırsızlıkla kucaklayan bir kafe garsonu Coco'nun yarı-otobiyografik öyküsüdür. Tian Tian adında içine kapalı, iktidarsız ve uyuşturucu bağımlısı genç bir adamla tanışan Coco, ona aşık olur. Ailesi karşı çıksa da onun evine taşınır ve işini bırakıp tüm zamanını yazmaya adar.

Kısa bir süre sonra, evli bir adam olan Mark ile tanışır.

Aralarında, ikisinin de engel olamadığı bir çekim doğar ve birbirlerine aşık olurlar. İki sevgili, bolca vicdan azabı, bitmemiş romanı, çatışma içindeki duygular ile aşk ve ihanet arasında acı çeken Coco, sonunda gerçekten kim olduğuna anlar.


Kitabın arka kapağındaki yazı bu... Her yönüyle tutku ve aşk arasında kalan bir insanın neler düşündüğünü, neler hissettiğini ve neler yaşadığını yazarın kendi bakış açısından görüyor, onun ağzından dinliyor, onunla beraber yaşıyoruz.

Kimimize yanlış gelen ama aslında hepimizin bir yanıyla fırtınalar koparmayı dileyen yanımızı anlatıyor kitap. Çin gibi kendi içinde kapalı olan bir ülkede, kadınların da hissedebildiğini, onların da duyguları olduğunu anlatmaya çalışıyor. Üstelik açık bir şekilde verilmek istenen bir mesaj var: Erkek aldatabiliyorsa bunu elbette kadın da yapabilir.

Kitabın 2007 yapımı filmi de mevcut. Buradan inceleyebilirsiniz. Eğer kitabı satın almak isterseniz İdefix'i deneyebilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...