Diziye bu kadar takmamın nedeni, fiziksel ya da düşünce bakımından çok zıt olsak da ne yazık ki Feriha'yla birçok benzer noktamız var. Özel okulda burslu okuması, ailesinin vasıfsız işlerde çalışması, şimdi olmasa da, gelir düzeyimizin örtüşmesi, sürekli kardeşiyle didişmesi, hatta ve hatta adı bile benimkiyle uyumlu... Hal böyle olunca insan kendinden bir şeyleri bulur ümidiyle izliyor diziyi. En azından izlemeye tahammül ediyor.
Şimdi elimizde ne var? Başrolde fakir, gururlu ancak ailesi, sevgilisi dahil etrafındaki herkese yalan söyleyen bir genç kızımız var. Feriha... Ailesi lüks bir semtte kapıcılık yapan kızımıza her şeyi söyleyin ama sakın kapıcı kızı demeyin. İnsanlara yalan söylemek değil de kapıcı kızı olarak görülmek onu daha çok komplekse sokuyor. Bu genç kızımız burslu olarak ülkenin en iyi özel üniversitesini(!) kazanıyor. Öyle ki neredeyse ülkedeki bütün manyaklar, görmemişler, kendini beğenmiş insanlar bu okula dolmuş. Sanırsınız bir okul değil, akıl hastanesi...
Sonra bir de esas oğlanımız var. Playboy olarak lanse edilen oğlumuzun tek bir kızla çıktığını bile göremiyoruz. Kulaktan dolma bilgilerle öyle şişirilmiş ki bu çocuğu gören gerçek playboylar intihar edecek duruma gelmişlerdir eminim. Bu evladımız okulda Feriha'yla tanışıyor ve ona deyim yerindeyse ilk görüşte tutuluyor. Hikayede burada başlıyor zaten.
Dizideki bütün malzemeler gökten zembille inmedi herhalde. Özel üniversitede ezilenler hiç olmamış mıdır? Elbette olmuştur. İlk ağızdan duyduğum bir gerçeği de söylemeden edemeyeceğim. Neredeyse tüm ailesi, ülkenin sayılı üniversitelerine giden bir arkadaşımın kuzeninin başına gelmiş ne yazık ki. Ülkede açılan ilk özel üniversiteyi burslu kazanan kuzenine zamanında o kadar haksız şekilde davranmışlar ki sonunda psikolojik tedavi almak zorunda kalmış. Tabi bu dediğim olay en az 20 senelik...
Adını Feriha Koydum eğer günümüzü değil de, 20-30 sene öncesini, özel üniversitelerin ilk açıldığı zamanı anlatsaydı, eminim çoğunlukta Emir için izleyen gençlikle birlikte, orta yaşta bulunan bir çok insanında gönlünü kazanacaktı. Üstelik İstanbul, o dönemde daha küçük bir şehir olacağı için sonu bitmek bilmeyen tesadüflere de en azından bir kılıf bulunmuş olacak, seyircinin gözüne sokulan kapıcı klişesi de daha fazla gerçeğe dayanacaktı. Yanlış zamanlama, basma kalıp bir senaryo, hatalı kurgu...
Peki, dizi hakkında Türk izleyicisinin düşüncesi neler?
Burada ailenin parasal durumundan falan bahsetmeyeceğim. Çünkü o kadar çok yazılıp çizilmiş ki ben de yazarsam bay gelir insanlara. Ama isterseniz ayrı bir post olarak da sizler için onca hatayı bir bir dökebilirim. Benim asıl değinmek istediğim benim de çok iyi bildiğim bir ortam olan özel okullar... Bu diziyle birlikte, eminim birçok liseli özel okulu burslu tuttursa bile yazmamayı düşünüyordur ya da tam tersine özel okulları Emir kaynıyor zannederek yazanlar olacaktır. Belli mi olur. Türkiye hali...
Bu yazdıklarım benim kişisel görüşlerimdir ve gözlemlerime dayanarak yazılmıştır. Üstüne alınan alınsın lütfen! Memnun olurum.
Bir kere bizim insanımızda şu zihniyet var. "Sen paralı okuyorsun. Baba parası yiyor, ne olacak." Ha burslu kazanmış o bölümü, ha okula para vermiş. Sonuçta 4 sene sonunda, bu iki insan aynı dersleri alıp, mezun olmuyorlar mı? Eee, daha ne? Parayla okuyorsa, o para senin cebinden mi çıkıyor? Sana ne be kardeşim! Elin derdi seni mi gerdi.
Burslu okuyanlar aşağılanmaz. Hatta tam tersine size saygı duyarlar. Sonuçta orada bulunmak için çuvalla para ödeyenlerin aksine, siz başarınızla orada bulunuyorsunuz. Ben böyle dedim ama burslu okuyanlarda o kadar havalanmasın. Sene sonu geldiğinde not ortalaması sizinkinden çok çok yüksek olan arkadaşlarınız olacaktır.
Özel okullardaki herkes düğüne gider gibi giyinmez. O topuklular, pavyon şarkıcısı gibi giyinmeler nerede... Elbette arada tek tük çıkanlar olacaktır ki, kaç bin öğrencinin okuduğu bir okulda bu çok normaldir. Hatta burslu öğrencilerden Feriha'yı aratan şekilde giyinenleri biliyorum. Devlet üniversitesinden burslu geçiş yapan arkadaşlarım, normal öğrencilerden çok daha süslü ve marka giyiniyordu. Düşünün.
Özel üniversitelerde okuyanların hepsi ultra, süper, multi zengin falan değildir. Tam tersine özel üniversite sayısı arttığı ve her sene üniversite kazanmak daha da zorlaştığı için, aileler de bir bakıma kendi başlarının çaresine bakmaya başlamışlar. Okul parası için emekliliğini geçiştiren, yıllarca yaptığı yatırımları okul taksitine ayıran, hatta ve hatta arabasını satan insanlar tanıdım ben. Okul harcını yatırmak için son seneler çalışan arkadaşlarım bie vardı. Özel okulların ilk açıldığı döneme göre, şimdiki özel okullar daha homojen bir yapı gösteriyor.
Özel okulların birçoğunun kendine ait servisleri vardır. Ücretsiz olarak bu servislerden yararlanırsınız. Ben hazırlıkta dahil, 5 sene boyunca bedavaya gittim geldim. Üstelik evime kadar... Yani öyle Feriha gibi akbil basmaymış falan uğraşmadım hiç. Param da cebimde kaldı.
Özel üniversiteler Emir'lerle ya da Koray'larla kaynamıyor. Diziyi izlemeye başladıktan sonra, acaba ben mi kördüm 4 sene boyunca dedim kendi kendime. Kızların hepsi de Hande ya da Cansu gibi psikopata bağlamaz. Bir ellerinde telefon, diğerinde makyaj malzemesi ile salınmazlar. Ayrıca okuldaki tüm kızlar saçlarını sarıya da boyatmaz ya da sarıya boyatan herkes kötü değildir.
Araba sayısı elbette yüksektir ancak arabası olanlarda yine azınlıktadır. Cep telefonu mevzusuna girmiyorum. Son model cep telefonlarını artık gelir düzeyi en düşük insanlarda bile görüyoruz. Özel okullara özgü bir şey değildir, son model cep telefonu kullanmak.
İlginçlikler yok mudur peki, elbette vardır. Dönem ortasında burun estetiği yaptıran birini görürseniz şaşırmayın derim. Belki okuldan çıktığınız bir gün park yerinde bir Lamborghini'ye raslayabilirsiniz.
Dizideki bütün malzemeler gökten zembille inmedi herhalde. Özel üniversitede ezilenler hiç olmamış mıdır? Elbette olmuştur. İlk ağızdan duyduğum bir gerçeği de söylemeden edemeyeceğim. Neredeyse tüm ailesi, ülkenin sayılı üniversitelerine giden bir arkadaşımın kuzeninin başına gelmiş ne yazık ki. Ülkede açılan ilk özel üniversiteyi burslu kazanan kuzenine zamanında o kadar haksız şekilde davranmışlar ki sonunda psikolojik tedavi almak zorunda kalmış. Tabi bu dediğim olay en az 20 senelik...
Adını Feriha Koydum eğer günümüzü değil de, 20-30 sene öncesini, özel üniversitelerin ilk açıldığı zamanı anlatsaydı, eminim çoğunlukta Emir için izleyen gençlikle birlikte, orta yaşta bulunan bir çok insanında gönlünü kazanacaktı. Üstelik İstanbul, o dönemde daha küçük bir şehir olacağı için sonu bitmek bilmeyen tesadüflere de en azından bir kılıf bulunmuş olacak, seyircinin gözüne sokulan kapıcı klişesi de daha fazla gerçeğe dayanacaktı. Yanlış zamanlama, basma kalıp bir senaryo, hatalı kurgu...
Peki, dizi hakkında Türk izleyicisinin düşüncesi neler?
yazsam roman olur =D
YanıtlaSilBen diziyi izliyorum fazla da mantık aramıyorum ama bu özel üniversite meselesine kesinlikle katılıyorum. Ben bir kız tanımıştım bilgisayar kursunda annesi kızını okutmak için evini satmış. Bankadan kredi alanlar var, dediğin gibi birikimini buna yatıranlar var. Ama bu dizi tabii ki biraz abartı hatta biraz da karikatürize edilmiş karakterler var içinde. Benim yakın akrabalarım okudu özelde liseden üniversiteye kadar inan lise yıllarında çok daha tiki çok daha görmemişlerdi. Üniversitede deli gibi ders çalıştıklarını biliyorum. Yanılmıyorsam bazı okullar sene tekrarı yaptırıyor ve bütün senenin parasını baştan yatırmak zorunda kalıyormuşsın. Ben yine de o salak Emirle Ferihanın aşkını merak ediyorum :)
YanıtlaSil@Mavi valla yazsaydın keşke mavicim ya. Çok zevkli oluyor okuması...
YanıtlaSil@Joey Potter kesinlikle haklısın. Benim arkadaşlarımın çoğu hem annesi hem de babası çalışan belli birikimi olan insanlardı. Üstelik özel olsun devlet olsun üniversite burası, çalışmadan geçmek gibi bir şansın yok.
Ben de diziyi tvden olmasa da netten takip etmeye çalışıyorum. Ancak bu kadar da saçmalanmaz. O yüzden eleştirimde biraz ağır kaçmış olabilirim.