17 Mart 2012 Cumartesi

Dövüş Kulübü: Sadece Film mi Sandınız?


Dünyanın en iyi filmlerinden birisi olarak gösterilen, kült yapım Fight Clup'ın aslında bir kitaptan uyarlandığını biliyor musunuz? 

Dövüş Kulübü benim en az üç kere izlediğim ama bir üç kere daha izlesem bıkmayacağım bir film. Adıyla bağdaştıramadım şekilde içerdiği mesajlarla benim için değeri ayrı olan bir yapımdır. Bir kitaptan uyarlandığını öğrendiğim anda, alıp okumalıyım demiştim. Nitekim üç günde eritip bitirdim kitabı. Kafamı bu kadar karışık olduğu bir dönemde rekor gibi bir şey bu...

Kitaptan önce yazarı olan Chuck Palahniuk'tan -bu nasıl isim ya- biraz bahsetmek istiyorum. Kendisi otuzlu yaşlarına kadar edebi metin yazmaktan bihaber bir şahısmış. Hatta bir süre tamirci olarak çalışmış. İlk romanı Görünmez Canavarlar ile birçok yayın evinden geri çevrilmiş. İşin ilginç yanı ise, Dövüş Kulübü'ndeki gibi bir olayın Palahniuk'un başına gelmesi. Her zaman söylerim. Bütün yazarların kitaplarında hayatlarından bir parça kesin vardır diye. Palaniuk'un bir kavga sırasında suratı dağılıyor ve ertesi hafta iş yerinde kimse ona yüzüyle ilgili tek bir soru dahi sormuyor. Hatta onu görmezden geliyorlar. Bunun üzerine Palaniuk, bir insan yeterince kötü görünürse dilediği gibi hareket edebileceğini fark ediyor ve ortaya Dövüş kulübü çıkıyor. 

Genelde kitaplardan uyarlanan filmlerden bahsederken önce kitabı anlatıp, daha sonra filme geçiş yaparım. Ancak bu kitap ve film için biraz tersten gideceğim. Çünkü filmi izleyeli uzun zaman olmasına rağmen, kitabı yeni okuyabildim. Neyse, hadi başlayalım. Filmde, kitaptaki karakterlere olabildiğince sadık kalınmış. Baş karakterler anlatıcı (The Narrator), Tyler, Marla, Bob hatta dayanışma gruplarından birindeki karakter Chloe bile var...

Kitap, filmde olduğu gibi anlatıcının gözünden bize aktarılıyor. Şimdiki zamanda bir anlatım mevcut ki son zamanlarda okuduğum tüm kitapların hepsi bu zamanda çevrildiği için okurken biraz sıkılmaya başladığımı fark ettim. Üstelik, eğer filmin oradan oraya sürüklenen anlatımını sevmediyseniz kitabı hiç beğenmeyebilirsiniz. Çünkü deyim yerindeyse daldan dala bir anlatım mevcut. Bir bölümde Tyler'dan bahsedilirken, daha bir cümle geçmeden Marla'ya, oradan patronuna geçiş yapılıyor. Kitap bu yönüyle beni resmen delirtti ancak sonra anlatıcının uyku problemi, gerçeği ve rüyayı karıştırma olasılığı, psikolojik olarak çökmesi gibi sebeplerden dolayı bu anlatım tarzının kitabın doğasına uygun olduğuna karar verdim. Zaten bu anlatımdaki amaç ortada. Okuyucunun kafasını karıştırmak, Tyler ve anlatıcının bağlantısını olabildiğince saklamak, okuyucunun fark etmesini geciktirmek... 

Kitaptan her şeyi bekleyin ama edebi anlamda bir şey beklemeyin. Ne anlatım, ne benzetme ne de tasvir bakımından kitap benden geçer not alamadı. Zaten edebiyat olsun diye yapılmış bir eser değil bu. Yazarın amacı başından beri belli. Kendi içindeki isyanı anlatıcıdan, Tyler'a, oradan da bize aktarmaya çalışmış. 

Olaylar bakımından biraz fark var elbette ki bir kitabın filme çevrilmesi için bu çok olağan bir durum... Ancak film kitapla çok yakın bir çizgide gidiyor. Birçok olay benzer, hatta aynı... Özellikle karakterlerin kullandığı bazı kelimelere ve birçok cümleye yönetmen ya da senarist bilerek dokunmamış. Çok yakıştığını düşündü sanırım. Bilmiyorum. 

Eğer Dövüş Kulübü'nü seviyorsanız ben size bir de kitabını okumanızı tavsiye ederim. Eğer okumasanız da bir şey kaybetmezsiniz. 

Spoiler 

Filmin sonunda Anlatıcı kendisini vuruyordu. Kitapta da buna benzer bir son var. Ancak yazar son bölümde bunu öyle bir şekilde anlatmış ki normalde anlatıcı ölmüyor ama kitapta ölmüş ve öbür tarafa göz etmiş gibi tasvir edilmiş. Eğer merak ederseniz son bölüme bir göz atın derim. Saten iki sayfa bir şey... 

1 yorum:

  1. Fight Club, çoğumuzun okuduğu ya da izlediği en kült yeraltı örneklerinden biridir. Diğer yazılı ve görsel eserlerden kendini sıyırabilmiştir. Önceleri bireysel aydınlanma ile başlayan ve daha sonra yerini sisteme karşı yürütülen organize bir hareket yaratılmıştır. Tekdüzelik-Arayış-Tüketim Çılgınlığı-Yasadışı yeraltı Faaliyeti-kargaşa Projesi ve Bankalar… Antikapitalist duruş, "Kargaşa Projesi ve Bankaları Hedef Alma " gibi öğelerin devreye girmesiyle daha önce rastlamadığımız sisteme karşı gelme modelini oluşturmuştur.

    Soru:sisteme karşı gelmek için bir Kargaşa Projeniz olsaydı, nasıl olurdu?

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...