29 Eylül 2011 Perşembe

True Blood: 4. Sezon da Final Yaptı


Bir dizide daha sezon finali yaptık. True Blood 4 sezondur yayında ve her sezon başı beni hayal kırıklığına uğratacak mı diye düşünürken -ki birçok dizide bunu yaşadığım çok oldu- hep tam tersi oluyor.

Sanırım True Blood izleyicisinin ya da izlemeyi düşünenlerin en fazla aklına takılan soru kitaplarla arasında ne gibi benzerlikler olacağı. Hal böyle olunca eğer aynı şey anlatılacaksa neden izleyeyim ki diye düşünüyor insan. True Blood konu ve karakterler bakımından kitapla aynı çizgide gitse de olaylar bakımından hep farklı bir bakış açısı sundu bize. 4 sezondur bunu çok iyi bir şekilde gördüm ben.

4. sezonda konu olarak kitapla paralellikler gösteriyordu ancak senaryo öyle bir şekilde işlenmiş ki seyirci olarak hepimiz şaşırmadık değil. Özellikle yan karakterlerle -Marnie, Antonia, Lafayette'in hemşire erkek arkadaşıyla- konu iyice genişletilmişti.

Cadılar bu sezon baş roldeydi. Kitapta basit ve pembe yönünü gördüğümüz büyü gücünün dizide çok daha karanlık yanlarını gördük. Cadı ve vampir savaşlarına değinilmesi ise ayrıca hoşuma gitmişti. Tarihin tekerrür etmesi, reenkarnasyon, medyumlar bolca vardı bu sezon ve görünen o ki yeni sezonda da karşımıza çıkacak gibi...

4. sezon Bill'in önceki bölümlerde yerle bir olan karizmasını tamir etmeye yönelik yazılmış sanki. Kral olması, düzelen saç, sakal traşı, hal ve hareketleri, bunun birer kanıtı. Eric'in tarih yazacağı bir dönem olacağı için senaristler sanırım onu çok yüceltmek istememişler seyircinin gözünde. Yazar onu öldürürse -ki böyle bir olasılık ben düşünemiyorum- Sookie'ye bir aday bırakmak istemişler sanırım.

Eric'in kafayı yediği ve Sookie'yle aralarının iyi olduğunu az çok biliyoruz zaten. Ancak dizideki bazı sahneler itiraf etmek gerekirse çok saçmaydı. O görülen rüyalar, sonra birbirleri hakkında söyledikleri falan nedense bana kitaptaki aşkı yansıtamadı. Tamam, sahneler artırılmış, konuşmalar daha fazlaydı ama ben o enerjiyi alamadım.


Daha önceki True Blood hakkındaki yazımda artık Sam'in ailesinden sıkıldığımı söylemiştim. Sanki duymuşlar gibi tüm aileye dizide katlettiler. Zaten bir sevdiğim, bir de sevmediklerimi öldürüyorlar. Arada kalanlara bir şey olmuyor.

En fazla üzüldüğüm ise sanırım Lafayette'in erkek arkadaşıydı... Gay ilişki de yaşasalar, adamın kendini feda etmesi beni bitirdi desem yeridir. Eric ve Bill'in Sookie için hayatlarından vazgeçmesinden daha anlamlıydı bence bu. Üzüldüm doğrusu...

Son olarak Jason ve Jessica ikilisine iki kelam etmek istiyorum. Dizi başladığından beri önüne gelen her dişiye kanca atmış bir kişiydi Jason. İlk defa gerçekten bir kadına dokunmamasını istemiştim. Hoyt onun arkadaşı olduğu için değil. Jessica'yla arkadaş tavrında konuşmaları daha tatlıydı. Bana, Jason'ın da kız arkadaşları olabileceğini göstermişti. Ancak ne yazık ki yanılmışım. Her ne kadar sevdiğim bir karakter de olsa bendeki puanını düşürdü.

Eğer bu diziyi seviyorsanız 4. sezonu da izlediğiniz için pişman olmayacaksınız. Peki, izleyenler neler düşünüyor? Görüşleri alalım...

Resimler: TrueBloodWiki



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...