"You win or you die..."
Game Of Thrones uzun zamandır listemde olan bir diziydi. Sağolsun Falsolu kul'un da önerisiyle CNBC-E diziyi yayınlamayı bitirmeden ben ilk sezonu 3 günde izleyip bitirdim. Dizi, George R. R. Martin'in Buz ve Ateşin Dansı adlı serisinden uyarlanan fantastik bir dizi... Kitabı henüz okumadım ama listeme eklediğimi söylemeliyim. O nedenle benzerlikler ve farklılıklar açısından bir yorum yapamayacağım.
Hem oyuncu kadrosu hem çekim teknikleri hem de konusuyla izleyiciyi etkileyen bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Zaten dizi HBO adlı kablolu Amerikan kanalına ait. Sürekli takip ettiğim diğer dizisi de True Blood'du. Sanırım HBO'nun yapımlarını gözü kapalı seçip, izlemeliyim artık.
Konusu: Efsanevi Westeros topraklarını kontrol edebilmek için 7 soylu aile savaş vermekte, politik ve cinsel entrikalar çevrilmektedir. Bu aileler arasında, Stark, Lannister ve Baratheon aileleri öne çıkmaktadır...
Westeros kralı Robert Bratheon, eski bir arkadaşı olan Eddard Stark'a sağ kolu olması için teklif götürür. Eddard, kendinden önceki sağ kolun öldürüldüğünden şüphelendiği için, bu olayı araştırabilmek adına teklifi kabul eder. Sonra ortaya çıkar ki birden fazla aile tahta göz dikmiştir.
Büyük denizin diğer tarafında ise, asırlardır hüküm süren ve Baratheon ailesi tarafından tahttan indirilen eski Targaryen ailesinin sağ kalan üyeleri de tekrar yönetimi ele alma planları yapmaktadır. Bu ve Greyjoy, Tully, Arryn, Tyrell ailelerinin de bulunduğu bir savaş başlar. Bunlar olurken, kuzeyde ise, eskilerden kalma bir kötülük uyanmaktadır. Savaş ve politik kargaşaların ortasında, insan ırkı ve bu dehşet karşısında duran tek şey ise, kendini dünyadan dışlayıp, kuzeyde kaybolan Gecenin Bekçileri'dir... Alıntı: Divxplanet
Westeros kralı Robert Bratheon, eski bir arkadaşı olan Eddard Stark'a sağ kolu olması için teklif götürür. Eddard, kendinden önceki sağ kolun öldürüldüğünden şüphelendiği için, bu olayı araştırabilmek adına teklifi kabul eder. Sonra ortaya çıkar ki birden fazla aile tahta göz dikmiştir.
Büyük denizin diğer tarafında ise, asırlardır hüküm süren ve Baratheon ailesi tarafından tahttan indirilen eski Targaryen ailesinin sağ kalan üyeleri de tekrar yönetimi ele alma planları yapmaktadır. Bu ve Greyjoy, Tully, Arryn, Tyrell ailelerinin de bulunduğu bir savaş başlar. Bunlar olurken, kuzeyde ise, eskilerden kalma bir kötülük uyanmaktadır. Savaş ve politik kargaşaların ortasında, insan ırkı ve bu dehşet karşısında duran tek şey ise, kendini dünyadan dışlayıp, kuzeyde kaybolan Gecenin Bekçileri'dir... Alıntı: Divxplanet
Dizinin benim için en ilgi çekici yanı hayranı olduğum oyunculardan birisi olan Sean Bean'in de başrolde olmasıydı. Kendisini ağız tadıyla izlediğim pek olmaz. Nihayetinde hep öldürüyorlar adamı. Dizinin sonuna kadar tadını çıkara çıkara izledim. Sean Bean yerine başka bir oyuncu olsa da dizi ilgi çekici yanını kaybetmezdi benim için ama bu kadar da etkileyici olmazdı.
En önemli etkenlerden birisi cinsellik ve şiddet dozuydu. Bir-iki yerde hatta ünlü bir köşe yazarının dizi hakkındaki yazısında, Spartacus'ten daha fazla cinsellik içerdiğini okumuştum. Vallahi yalan olmuş. Tamam, kabul ediyorum. Cinsellik var. Üstü kapalı da değil ama Spartacus'teki kadar ağır da değil. Her sahnede yok. Belli başlı yerlerde var. CNBC-E'nin makasladığı yayınları izleme fırsatım olmadı ama Spartacus kadar zorlandıklarını söyleyemem.
Cinsellik olarak belki sizi ensest ilişkiler rahatsız edebilir ki beni etti. Bu uyarımı yapmak istiyorum. Sonra söylemedi demeyin sakın.
Gelelim başlıca karakterlere... Lord Stark ve eşi Lady Stark... Birbirlerini deli gibi seven iki çift onlar. Belki de dizideki en onurlu karakterler... İkisi de dostlarına bağlı ve gerektiğinde ceza çekmeye de razılar. Kuzeyde, güneyin karmaşasından uzakta çocuklarıyla birlikte olmaktan mutlu olan bir aile Starklar...
Lord Stark rolünde bana Boromir'i hatırlatsa da baba figürü olarak görmek beni ayrıca sevindirdi. Sean Bean'in altından kalkamayacağı rol olduğunu düşünmüyorum zaten. Lady Stark rolünde Harry Potter fanlarının tanıyacağı bir isim var. Hermione'nin annesini canlandıran Michelle Fairley göze çarpıyor. Ancak kadının sesini hiç beğenmedim. Her an boğazına biri yapışmış, sıkıyor hissi verdi bana nedense...
Targaryenlerin sonuncuları Viserys ve Daenerys Targaryen... Fiziksel olarak ne kadar benzeseler de karakter olarak iki zıt kişiyi gördüm ben diziyi izlerken. Daenerys ne kadar iyi kalpli, saf ve güzelse, erkek kardeşi de o kadar kaypak, kendini bilmez. Üstelik hiçbir özelliği yokken sadece adıyla övünecek kadar da aşağılık birisi. Kız kardeşini Khal Drogo ile evlendirerek ordularını kullanmayı planlıyor. Ancak planının pek işe yaradığını söyleyemeyeceğim.
Aksine Daenerys Targaryen'i ise sevmeyecek izleyici tanımam. Fedakar yönü bir yana, zamanla oturan karakteri, gücünü fark etmesi, yönetici kişiliğinin yanında merhametiyle de dizideki favorilerim arasına girdi. İkinci sezonda bu özelliklerini daha fazla göreceğimi düşünüyorum şahsen.
Dizideki favorim Lord Stark'ın bastard lakaplı oğlu Jon Snow... Kendisine Türkçe'deki p.ç kelimesiyle hitap etmeyi hiç istemiyorum çünkü biz de o tabir genelde ters anlamda kullanılıyor. Lord Stark, savaşa gittiğinde orada tanıştığı bir fahişeyle aylar boyunca birlikte olmuş. Kadın hamile kalmış ve sonunda kuzeye kucağında Jon Snow'la birlikte dönmüş.
Diğer kardeşlerin aksine Jon Snow içlerinde en merhametli, en güçlü ve en erdemli olanı... Arkadaşıyla yaptığı bir konuşmada birlikte olacağı fahişenin kucağında kendisi gibi bir bebek görmek istemediği için ona dokunmadığını söylemişti. Dahası kardeşleri için her şeyi göze alabilen korumacı bir yanı da var. İlerleyen bölümlerde onu bir kıza aşık olarak görmeyi çok isterdim doğrusu.
Kral Robert Baratheon... Lord Stark'ın en yakın arkadaşı, hatta kız kardeşi ölmese akraba olacaklarını da öğreniyoruz dizide. Robert daha çok acınacak bir karakter. Etrafında dönen dolaplardan haberi yok. Üstelik kral olmak onu kör etmiş gibi... Açıkçası bir daha görmeyeceğim için üzüldüğümü söyleyemem.
Robert Baratheon'un eşi Kraliçe Cersei Lannister... Her yapımda kaltak diye tabir ettiğimiz karakterler kesinlikle vardır. Bu seride de Cersei o görevi üstleniyor. Kralın arkasından çevirmediği dümen kalmamış. Tahta kendi ailesini oturtmak için yapamayacağı şey yok. Ensest ilişkiler de dahil...
Kraliçeyi canlandıran Lena Headey'i daha önceleri 300 Spartalı ve Terminator: The Sarah Connar Chronicles'da izlemiş ve çok sevmiştim. Burada da kendi üzerine düşen rolün altından çok iyi kalkmış.
Jamie Lannister... Lannister ailesinin yakışıklı, savaşçı oğlu... Bizim tabirimizle ailenin göz bebeği... İki krala hizmet etmiş ve dizide öğreniyoruz ki ilk kralı sırtından bıçaklayarak öldüren de oymuş. Pek güvenilir birisi değil. Ancak dizi için kesinlikle gerekli...
Favorimi en sona sakladım. Tyrion Lannister, Lannister'lerin cüce oğlu... Çoğu zaman ailede leke gibi görünse de aslında içlerinde en zeki olanı diyebiliriz. Zor anlarda aldığı doğru kararlarla dipsiz bir kuyudan çıkmayı bile başarabilir. Cüce olmayı başta çok kafasına taksa da bunu avantaj olarak kullanabilmeyi de biliyor.
Kendisinin söylediği ve benim çok beğendiğim bir kaç sözü:
"Cüce olmaktansa, zengin bir cüce olmak daha iyidir. "
"Ölüm sadece bir seçenek... Ancak yaşam birçok olasılık içerir."
Tyrion ve Jon Snow'un kelime oyunları içeren sahnelerini kesinlikle izlemenizi tavsiye ederim. Öyle ki Tyrion bir yandan bastard olduğu için Jon'la dalga geçiyormuş gibi görünse de daha sonraları anlıyoruz ki aslında Jon'a bunu bir avantaj olarak kullanabilmesi için öğüt veriyor. Bu da Tyrion'ı ne kadar Lannister olsa da onurlu birisi yapıyor. En azından benim gözümde...
Zaten bu rolüyle Emmy ödülü alan Peter Dinklage'yi de ayrıca kutlamak gerekir. Bir yerde diziye konuk oyuncu olan Sibel Kekilli ile seviştiği için ödül aldığı yazılmış. Ne desem bilemedim. O zaman Sibel Kekilli ile yatağa her girene ödül verilsin. Her yönetmen de onu oynatsın yapımlarında. Bir oyuncunun yeteneği ve çalışması ancak bu kadar ucuza alınabilirdi.
Game Of Thrones benim favorilerime giren bir dizi oldu ilk sezonuyla... İkinci sezonunda favori oyuncumun olmayacağını bilmek beni çok üzse de -ki madem öldüreceksiniz neden afişte onun resmini koyuyorsunuz- yeni sezonu dört gözle bekliyor olacağım. Özellikle savaş sahnelerini bolca göreceğimden eminim. İlk sezonda geçiştirilen, umarım ikinci sezonda layıkıyla yerine getirilir.
Peri'nin puanı mı? 10 üzerinden 9... Oyuncuları, çekim teknikleri ve elbette konusu için...
Yoksa siz hala Game Of Thrones'i izlemediniz mi? İzlediyseniz fikirleriniz neler?
yanlıs bilgiler iceriyor kusra bakmayin kitapda bile yok
YanıtlaSilBen sadece diziyi tanıtmak ve düşüncelerimi yazmak istedim. Neresi yanlış onu anlamadım. Kitabı okumadım, bunu da belirttim başta zaten. Ancak dizi için birçok siteyi gezip araştırma yaptım. Yorumunuzu biraz daha açık yazsanız daha anlaşılır olabilirdi bence.
YanıtlaSil